dolunay

Çocuk istediği halde dünyaya çocuk getiremeyen çiftlerin yüzdeliği azımsanmayacak oranlarda… Sağlıksız beslenme, genetik geçiş ve en önemlisi stres, infertilitenin en önemli nedenleri arasında… Tüp bebek tedavisi bu çiftelere umut olmakta ve yüz güldüren sonuçlara imza atmakla birlikte, tedavi organik olan sorunların çözümüne destek olurken, sürecin ve tedavinin kendisi bile başlı başına stresi arttırmakta… Artan stres ise tedavi başarısını düşürmekte… garip bir kısırdöngü. Sadece tedavi değil çocuksuzluğun çift üzerindeki özellikle kadın üzerindeki ruhsal yükü inanılmaz boyutlarda ve bu yük bile stres faktörü. Tüp bebek tedavisine bu duygusal yüklerle başlamak tedavinin başarısını düşürdüğü bilimsel bir gerçek.

İnfertilite tedavisinin uzun süren, pahalı bir tedavi olması ve tedavinin nasıl sonuçlanacağının belirsiz olması, toplumsal baskılar, tedavi sürecini eşler için duygusal açıdan daha zor bir hale getirmekte.

Tedavi sürecinde çiftler kendilerini dönem dönem veya sürekli olarak kötü hissederler. Sık ağlama ve umutsuzluk, yorgunluk, huzursuzluk ve aşırı kaygılı olma, suçluluk ve değersizlik duyguları, öfke ve kızgınlık duyguları, çevreden kopma, cinsel istek ve ilgi bozuklukları, uyku ve iştah bozuklukları, tedavinin başarısı konusuna aşırı yoğunlaşma ve bu konularda aşırı endişeli olma…vb süreçlerin yaşandığını görürüz.

Tedavi dönemi öncesinde ve tedavi sürecinde psikolojk destek çiftin rahatlamasını ve stres kimyasallarının dengelenmesini sağlar, farklı bakış açıları kazandırır ve tedavinin başarı oranını artırır.

Tedaviyi ve sonrasını rahat ve huzurlu geçiren çiftlerin tedaviyi gergin, stresli ve sorun yaşayan çiftlere göre tedaviden olumlu sonuç alma ihtimallerinin daha yüksek olduğu yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır. Çift ne kadar rahat ve dengedeyse, zihin, ruh ve bedende o kadar rahattır . 20 yıla yaklaşan mesleki deneyimimde de buna çokça şahit olmuşumdur.

Çok uzun süredir bu süreç de olan çiftlere destek olan bir psikolojik danışman olarak diyebilirim ki; stres faktörünü azalttığımızda ve tüp bebeğin kendine özel sürecine çifti ruhsal olarak da hazırladığımızda elimizden gelenin en iyisi yapmış oluruz ve olumlu sonuç alma yüzdemiz artar.

Tüp bebek tedavisinde kontrol edilebilir zihin, inanan kalp, kabul eden beden ve birbirine destek çift, tedavinin en güçlü yardımcılarıdır.

Gebelik dönemi kadın için en önemli bedensel ve ruhsal değişimlerin yaşandığı dönemdir. Kadının bedeni bir bebeği 9 ay boyunca taşıyacak şekilde değişir. Ayrıca değişen beden, değişen hormonlar, yeme, uyku alışkanlıklarında değişiklikler ister istemez duygulara yansır. Gebeliğe alışmak bazen 2 bazense 4-5 ay alır, ender olaradar da 9 ay.

Hamilelikteki her ay, kendine özgü psikolojik kaygılar ve beklentiler doğurur. Anne adayları özellikle ilk aylarda; psikolojik ve fizyolojik belirtileri üst düzeyde yaşarlar. Bu dönemde yorgunluk, bulantı ve kusma gibi fizyolojik belirti ve depresif bir ruh hali ortaya çıkar. Gebelerin bedenlerinin yeni durumuna adaptasyonu ve gebelikle ilgili kaygılar, işdeki konumlarının ne olacağı, eşiyle ve ailelerle ilişkiler bu durumu tetikler. Hemen hemen her anne adayında hamileliğin ilk aylarında duygu ve mizaç değişiklikleri gözlenir. Fizyolojik belirti ve depresif ruh halinin üçüncü ve dördüncü aylarda kesildiği görülmektedir. Kesilmediği ve ilerleyen aylarda da devam eden kusma ve daha ağır depresif durumlarda, doğumdan korkma, bebeği istememe ve kabullenememe durumlarında, gebeliği ruhsal olarak çok zor geçiren anne adaylarının mutlaka psikolojik destek almak gerekir.

Anne olmak, bir bebeğin olması, aileye gelen bir hediyedir. Bununla beraber doğum sonrası yaşanabilen duygusal değişimler pek çok aileyi zorlayabilmektedir.

Kadının doğumdan sonraki ilk bir hafta içinde yaşadığı hüzün, iç sıkıntısı, bazen ağlama hissi ve karamsar düşüncelere ‘loğusalık hüznü/sendromu’ denirken, bu sürenin 2 aydan 2 yıla kadar uzaması durumuna ‘Loğusalık Depresyonu’ denir. Loğusalık hüznü bir iki hafta içinde kendiliğinden geçer. Uzadığı durumlar ya da doğum sonrasından itibaren depresyon belirtileri olarak orataya çıkabilir ve uzayabilir.

Doğum sonrası yaşanan duygusal sorunların nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte;

• gebelikte yüksek olan ostrojen ve progestonun doğumdan sonra dip yapması,
• geçmişten gelen depresyon vb ruhsal sorunların tam iyileşmemesi,
• strese yatkınlık,
• başkalarına bağımlı ya da bağ kurmakta zorlanan kimlik yapısı
• eşle ve kök ailerle yaşanan sorunlar,
• gebelik, doğum, loğusalık, bebek bakımı, doğum sonrası çevreyle ilişkiler konusunda bilginin, farkındalığın eksikliği,

vb…ana nedenler olarak sayılabilir.

Loğusalık depresyonunda annede neler olur;

• Bebekle bağ kurmakta zorlanır.
• Bebeğine zarar vereceğini düşünür.
• Bakamayacağını, dokunamayacağını, bezini değiştiremeyeceğini, emziremeyeceği düşünür ve bunları ya yapamaz ya da çok zorlanır.
• Bedeninin yeni görüntüsü duygusal olarak onu çok zorlar. Kendini hiç beğenmez ve kabul etmez.
• Eşinin ve çevresinin kendisinden beklenenleri karşılayamadığını, iyi bir anne ve eş olmadığını düşünür.
• Eski günlere özlem duyar. Bebeğinin olmadığı günlere geri dönmek ister.
• Ağlama, uykusuzluk, iştahsızlık, konstrasyon sorunları eşlik eder.
• Çaresizlik ve mutsuzluk sık gözlemlenir.

Eğer sizde de bu tür süreçler yaşıyorsanız lütfen bizlerden destek alma konusunda rahat olun. Psikolojik desteğe eşlerin beraber katılımı daha sonra anneyle devam önerilir.

Hayat zorlukları ve belirsizlikleri, ilişkilerle ilgili karmaşalar, yükler, iş ve hayat stresi, ayrılıklar, kayıplar, travmalar, artmış kaygı ve endişeler, ne yapıcam hangi yöne gitmeliyimler, depresif ruh hali, …vb’lerinin bir kısmını yaşıyorsanız hayatınızı zorlaştırıyor ve bazende nefes alamaz hale getiriyorsa bireysel psikolojk danışmanlık sürecine başlayabilirsiniz.

Değişim ve dönüşüm herzaman mümkün, insan kendinden başka bir kendisini doğurur dönüşürken…bu süreç çoğu zaman sancılıdır ancak doğumla gelen hediye o kadar tatlı ok kadar ÖZ e aittir ki tüm sürece değer…

Hayatta tutkulu olun, FARKINDALIKLA hayal ettiğiniz şeye dönüşürsünüz.”

“Düzenlenmiş bilgi bilim, düzenlenmiş hayat ise bilgeliktir.”
Emmanuel Kant

Yaşam akıp giderken bizler yaşamın içinde hep bir şeyleri yetiştirmeye çalışıyor ve çoğunlukla bir şeylerin hep eksik kaldığı duygusunu yaşıyoruz.
Bu koşuşturma içinde hayatımızı anlamlandırmayı, mutlu ve başarılı olmayı deniyoruz. Mutluluğu her birimiz farklı şeylerde arıyoruz, bazen tatile çıkmak, bazen bir araba satın almak, bazen bir arkadaşımızla birlikte olmak…. İçsel mutluluğumuzu tam olarak nasıl yaşayacağımız ya da mutluluğu yaşamın her anına nasıl taşıyacağımız ve dengeli yaşama sanatını nasıl yaratacağımız konusunda kafamız karışıyor bazen. Başarıyı bazılarımız para kazanmak olarak, bazılarımız, sınavları geçmek olarak, bazılarımızsa dengede kalmak olarak tanımlıyoruz.

Çocuklarımızla, eşimizle, arkadaşlarımızla olan ilişkilerimizde, sıkışıyoruz, çaresiz kalıyoruz, bazen bir adım önümüzü göremez oluyoruz. Yaşamda fırsatlar çıkıyor önümüze, aynı anda 2, 3 fırsat çıkıyor ve karar veremiyoruz hangi kapıyı seçeceğimize, bazen de hiç fırsat yokmuş gibi….Bazen bir şeyi hayatımıza çekmeyi çok isteriz çabalarız onun için, uğraşırız olmaz, yeniden deneriz, yeniden ve yeniden….Farklı bir şeyler yapsak olacaktır da nedir o farklı, denememiş yol….

Koçluk; tüm bu durumlarda etkili sorularla ve uygun tekniklerle göremediğimiz ya da farkında olmadığımız noktalarla ilgili cevap bulmamıza yardımcı olurken aynı zamanda dengeli bir yaşam oluşturmamıza, hayat yolculuğumuzu eğlenceli kılmamızı da destekler.

Tam olarak ne istiyorum?

İstediğimin gerçekleştiğine tam olarak nasıl emin olacağım?
Benim için değeri ne?
Amacıma ulaşırsam eğer;

Kimler etkilenecek ve herkes için anlamı ne?
Bu hedefi gerçekleştirmek neden önemli?
Bu hayal nasıl başarılabilir? Nasıl gerçekleşir?
Atılması gereken adımlar nelerdir?
Bu adımlar nerede ve nasıl atılmalıdır?

Koçluk, vizyon ve misyonumuzu fark etmemize, ne istediğimizi kendimize cesurca sormamıza, cevabını duymamız için içsel sesimizin volümünü açmamızı destekler. Bu süreçte, kendi potansiyelimize uyanırken, yaratıcılığımızın ortaya çıkmasına ve ona nasıl ulaşacağımızla ilgili eylem adımları oluşturmamıza, hedefler koymamıza yardımcı olan, tüm dünyada son dönemde etkin olarak kullanılan bir paylaşım ve yardım sürecidir. Bu konuda eğitim almış uzmanlar, Koçlar tarafından uygulanır.

Online Danışmanlık sadece;

Cinsel terapi (Vajinismus, Ağrılı cinsel ilişki, Erken boşalma, Sertleşme sorunları, Uyarılma ve Orgazm Sorunları),
Tüp bebek/infertilite sürecinde psikolojk destek
Evlilik Öncesi Danışmanlık (İlişki danışmanlığı, Evlilik evreleri, İlk gece kaygısı, vb)

Gebelikde ve Doğum sonrasında Psikolojik Destek

Koçluk, hizmetleri için kullanılır. Detay için tıklayınız.

NASIL ALABİLİRİM

Online danışmanlık almak için lütfen dk@dolunaykadioglu.com adresine mail atarak çalışmak istediğiniz konuyu belirtiniz. Sözleşmeyi okuyunuz ve başlama kararınız netleşince onaylayarak gönderiniz. Ücretler ve detay bilgiler için bize 0 506 742 42 22 nolu telden ulaşabilirsiniz.

GİZLİLİK VE GÜVENLİK SÖZLEŞMESİ

Online Danışmanlık Hizmetlerinden yararlanmadan önce bu sözleşmeyi okuyup kabul etmeniz gerekmektedir.
Online Danışmanlık Yüz yüze Terapiye alternatif değildir ve yerini tutmaz. Online Danışmanlık ile sizlere zamanda enselik sağlayarak, mesafeyi ortadan kaldırarak ve daha ekonomik bir yardım süreci almanız amaçlanmaktadır. Yüz yüze terapi almaya çekinen bireyler içinde uygun bir hizmettir. Ayrıca cinsellik gibi özel ve mahremiyetin önemli olduğu bir alanda çiftler/bireyler web üzerinden evlerinin rahatlığında yardım alabilirler.
Kişisel güvenliğiniz için;
Bu site KRİZ MERKEZİ DEĞİLDİR.
İntihar düşünceniz, kendinize ve/veya başkasına şiddet eğiliminiz ya da farklı fiziksel tehlikeler yaşıyorsanız uygun yerde değilsiniz. En yakın emniyet birimine ve/veya sağlık kuruluşuna başvurun ya da 155 ve/veya 112 acil yardım hattını arayınız.
Online Danışma hizmeti 18 yaşından küçüklere evebeynlerin onayıyla verilmektedir.
dolunaykadioglu.com bir danışmanlık sitesidir. İlaç tedavisi uygulanmaz. İlaç tedavisine ihtiyaç duyduğunuzu düşünüyorsanız, lütfen ilgili uzmana başvurunuz.
dolunaykadioglu.com da doğrudan ya da dolaylı ruh hastalıkları ile ilgili teşhis ve tedavi uygulanmamaktadır.
dolunaykadioglu.com danışmanlık esnasında oluşabilecek teknik aksaklıklardan sorumlu değildir.
Online görüşme teknik nedenlerle aksarsa ya da kesilirse eksik kalan süre daha sonra tamamlanır.
Randevu iptal ya da ertelemelerinizi 24 saat önceden haber vermeniz gerekmektedir, aksi takdirde seans için ücret talebi olacaktır. Randevu saatinden önce seansın ödemesini yapmış olmanız gerekir.

GİZLİLİK ve MAHREMİYET

dolunaykadioglu.com da ki kişisel bilgileriniz ve Danışmanlık da görüşülen her şey etik kurallar çerçevesinde üçüncü şahıslarla paylaşılmayacaktır. Bu kural ancak danışanın kendine ve/veya başkasına zarar verme ihtimali söz konusu olursa geçerliliğini yitirir.

DİĞER KURALLAR

dolunaykadioglu.com da paylaşım bölümlerinde hiçbir şekilde siyasi, politik içerikli konuşmalar yapılamaz, yazılar yayınlanamaz.
dolunaykadioglu.com üreme sağlığı cinsel sağlık, koçluk, bireysel terapiler… gibi konularında bilimsel danışmalık hizmeti veren bir sitedir, argo içerikli cinsel konuşmalar yapmak, yasal olmayan ve etik dışı tekliflerde bulunmak kesinlikle yasaktır. Aksi takdirde site sahibinin kanuni süreç başlatılma hakkı vardır.
Sitedeki bilgiler izinsiz çoğaltılamaz ve dağıtılamaz.

KİMLER İÇİN UYGUN

Zaman sorunu yaşayanlar,
Çalışma saatleri içinde işinden izin alamayan bireyler,
Cinsel konularla ilgili yüz yüze yardım almaktan çekinenler,
Yaşadığı ilde yardım alabileceği uzman olmayanlar,
Yüz yüze psikolojik destek almak istemeyenler, kendilerini karşıdakinin yüzünü görmeden daha rahat ifade edebildiğine inanan bireyler, online görüntülü psikolojik destek hizmeti alabilir.

KİMLER İÇİN UYGUN DEĞİL

İntihar etmeye dair düşünceleri olan bireylere,
Kendine ve/veya başkasına zarar vermeye dair düşünceleri olan bireylere,
Kriz geçiren bireylere uygun değildir.
Bu durumlarda lütfen psikiyatri birimi olan bir sağlık kuruluşuna başvurunun. 155, 112 gibi acil yardım hatlarını arayabilirsiniz.
18 yaşının altındaki bireyler ailelerinin onayıyla kısıtlı ve sadece kendilerini ilgilendiren konularda online psikolojik destek/ danışmanlık hizmetinden yararlanabilirler.

YÜZYÜZE İLE FARKI NE? AVANTAJ DEZAVANTAJ?

Online terapi pek çok açıdan yüzyüze terapiye benzerlik gösterir. Etkindir.Güvenilirdir. Özeldir. Yararlıdır. Çözüme hizmet eder. Tüm bunlarla birlikte yüzyüze terapinin alternatifi değildir. Kişinin kendine yardım etmesi ve sorununu çözmesi için başvurduğu bir yardım modelidir
Yaşadığınız ilde uzman yoksa ya da yurtdışında yaşıyorsanız ve sizi anlayan, kültürünüzü bilen ve bunu önemseyen bir uzman bulamadıysanız online psikolojik destek tam size göre.
Uzmanın kliniğine gitme, kayıt yaptırma, görülme ve tanınma ihtimali yoktur.
Seans saatleri çok daha esnektir. Mesai saatleri dışında da, hafta sonlarıda randevu alabilirsiniz.
Online psikoljik desteğin ücretleri yüz yüze terapiye göre daha uygundur.
Hernerede olursanız olun, psikolojk hizmet almaya devam edebilirsiniz.
Sizi trafik derdinden ve bekleme odalarında seans zamanını bekleme derdinden kurtarır.

NASIL ALABİLİRİM

Online danışmanlık almak için lütfen dk@dolunaykadioglu.com adresine mail atarak çalışmak istediğiniz konuyu belirtiniz. Sözleşmeyi okuyunuz ve başlama kararınız netleşince onaylayarak gönderiniz. Ücretler ve detay bilgiler için bize 0 506 742 42 22 nolu telden ulaşabilirsiniz.

Günümüz yaşam koşulları göz önüne alındığında insan zamanını en çok iş yerinde sürdürüyor. Çalışan bireyler, sevdiklerine ve kendilerine ayırdıkları zamandan daha çok zamanı iş arkadaşlarıyla, iş yerinde geçiriyorlar.

İş yaşamı ise çoğunlukla stresli ve yapılan çalışmalar gösteriyor ki stres başlı başına pek çok hastalığın (ör: hipertansiyon, mide sorunları, kontrolsüz sigara alkol kullanımı, migren, uykusuzluk, kilo kaybı ya da artışı, saç dökülmesi, hatta kanser gibi…) nedeni. Hangi işi yaparsanız yapın bu pek değişmiyor. Stresi kontrol altına alarak, huzurlu, rahat, keyifli çalışmak insanın ömrüne ömür katan çok önemli değerler.

Son yıllarda bazı kurumlar çalışanlarına bu konularda destek olmak için iş yerinde psikolojik destek/koçluk çalışmalarına önem veriyorlar.

Yapılan işin stresli ve yorucu olduğunun farkındalığıyla çalışanlarının yükünü birazcık bile olsa azaltabilmek, evlerine biraz daha huzurlu gitmelerini sağlamak ve iş performansını arttırmak iş yerinde psikolojik danışmanlığın amaçlarından.

İş motivasyonu, performans, kurum içi iletişim, öfke kontrolü, ailesel problemler, yükleri bırakmanın yolları, özel yaşamımızda yaşadığımız olumsuzlukların iş yaşamımıza etkisi ve çözüm yolları, problem çözebilme, tabiî ki stres çalıştığımız konulardan.