Evlilik Öncesi

Keşke evlenmeden önce…

Keşke evlenmeden önce… 150 150 dolunay

Evlilik denen ve çoğu genç arkadaşım tarafından evcilik zannedilen ve pembe panjurlu ev hayali kurulan düzenin, kendine has hoşluk ve has zorluk alanları barındırdığını evli olanlar ve bu alanda çalışanlar çok iyi bilir.

Evlendikten sonra içinden başka biri çıktı

Evlilik terapisi için gelen çoğu evli çiftten duymuşumdur. “Keşke evlenmeden önce gelip evlilikle ilgili bilgi alsaymışız ancak o zamanlar aklımıza bile gelmedi. Komik bile gelirdi belki… Evlenmeden önce en çok istediğimiz şey; biran önce aynı eve girmek, beraber uzun saatler geçirmek, evlenmeden önce kısıtlı ve yasak yaptığımız şeyleri doya doya yapmaktı. Neden böyle oldu anlamıyorum, neden devamlı kavga ediyoruz, neden her hafta en az bir kez annemlere gidelim diyor ve zorluyor, neden artık beraber zaman geçirmek keyif değil eziyete dönüyor? Evlendikten sonra sanki içinden başka bir çıktı!

Eğer evliliğin evreleri, kişilerin evlilikten beklentileri, evliliği nasıl yürüteceklerine dair bilgi ve farkındalıkları yoksa, çoğu çifti zorlayan, boşanmanın eşiğine getiren süreçler yaşanır evliliğin ilerleyen zamanlarında…

Evlilik öncesi danışmanlık ne işe yarar?

Aslında tüm üste yazdıklarımız nedeniyle, evlilik öncesi danışmanlık; daha farkındalıklı evlilik alanına girmenize ve olabilecek sorun alanlarını henüz oluşmadan ya da çok büyümeden atlatmanıza yardım edecektir. Evlilik öncesi danışmanlığın alanını neler çalıştığını merak edenler için genel olarak;

  • İlişki danışmanlığı
  • Biz olurken benlere ne olur?
  • Aile değerleri, prensipleri nasıl oluşturulur?
  • Evlilik evre bilgisi
  • İlk gece kaygısı
  • Aile planlaması
  • Kök Aileler
  • Evdeki sorumluluk alanları
  • Bütçe…vb

Scott Peck, Aşk’ı tanımlarken; “bizi evlilik boyunduruğuna sokmak için genlerimizin oynadığı bir oyun” demiş. Mecnunsa Leyla’ya “Yüzbinlerce yarama şifasın, ama hastalığım da sensin” demiş. Kim ne derse desin aşkı seviyoruz ve evleniyoruz. Bu süreci daha özgür, daha güvenli, daha değerli, daha farkındalıklı yaşamak için ihtiyacınız olursa ki bence evlilik hazırlığındaki her çiftin vardır, evlilik öncesi danışmanlık alın derim.

Seven erkek evlenmeden dokunmaz

Seven erkek evlenmeden dokunmaz 150 150 dolunay

Her zamanki gibi bir sorudan yola çıkarak ‘Seven erkek’ yazısını kaleme aldım ya da o beni….

Geçenlerde yazar bir arkadaşım bir soru sordu:

– Seven erkek evlenmeden dokunmaz düşüncesi doğru mu?

‘Seven erkek’ diye tekrarladı zihnim, seven erkek ne yapmaz ki!

Seven erkeğin sevdiği için her şeyi yapabileceğini böyle bir hakkı ya da sorumluluğu olduğunu bize ne zaman öğrettiler?

Her şeyi ama her şeyi…

Seven erkek sever de döver de diyen,
Ya benimsin ya kara toprağın diyen,
Öldürebilecek kadar seven erkek,
Sevdiğinden kıyafete karışan, engelleyen erkek,
Kadınsın evinde oturucaksın çocuğumuzu büyüteceksin diyen erkek,
Kadını mülk, bekareti tapu zanneden erkek,

***

Aslı’sı için dağları delen Kerem,
Sevdiğine, kendine yakışanı sen bilirsin diyen,
Seni sevmek beni büyütüyor, çoğalıyorum seninle diyen,
Seninle birlikte tüm zorlukları aşarız diyen erkek,

‘Karadutum, çatal karam, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
Ağaç isem dalımsın salkım saçak
Petek isem balımsın ağulum
Günahımsın, vebalimsin.

Daha nem olacaktın bir tanem
Gülen ayvam, ağlayan narımsın
Kadınım, kısrağım, karımsın’ diyen Bedri Rahmi kadar kadını sahiplenen erkek…

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
Hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
Bütün iş Tahir’le Zühre olabilmekte
Yani yürekte… diyerek aşkın birliğine atıfta bulan Nazım gibi erkek,

Hepsi erkek, hepsi insan… Şimdi buradan en baştaki soruya baktığımda ‘Seven erkek dokunmaz değil mi? sorusunun cevabı daha net geliyor bana.

Seven erkek bulunduğu bilince, yetiştiriliş tarzına, inancına, ihtiyacına göre; sevgiye, aşka, cinselliğe verdiği anlama göre kendine yakışan ne ise onu yapar. Bunun aynısı seven kadın için de geçerlidir.

‘Seven erkek evlenmeden dokunmaz’a inanırsak ya da beklentimiz bu olursa ‘sevmek dokunmaktır’ cümlesini nereye koyacağız? Sevmek karşılıklı dokunulunca,  hissedilince güzeldir. Galiba aslolan karşılıklı onayla, rızayla dokunmaktır.

Biz kadınlar ‘seven erkek dokunmaz’a inanır ve bu inancı beslersek ve ‘bana dokunmak istiyor, kendini tutamıyor, demek ki beni sevmiyor’ gibi genellemelere gidersek kendi tapumuzu kendi ellerimizle erkeklere vermiş oluruz gibi geliyor bana.

Sizce?

Evlenmeden önce…

Evlenmeden önce… 150 150 dolunay

Aklımız erdiğinden beri çevremiz tarafından bir gün evleneceğimiz ve çocuk sahibi olacağımız bize söylenir. Evlenmek, değişmez bir kanundur sanki de kimse bize evlilikle ilgili eş seçimiyle ilgili nelere dikkat etmemiz gerektiğini söylemez. Aşık olmak, sevmek yeterli midir evlenmek için? Yeterliyse neden boşanmalar olur?

Evlenmeden önce bilinmesi gerekenleri en azından kulağınızda yer etmesi gerekenleri aşağıda kısaca paylaşmaya çalıştım.

  1. Eş adayınızla konuşabiliyor musunuz, sohbet edebiliyor musunuz, birbirinizi dinlemeyi biliyor musunuz? Evliliğin sırrı sohbet edebilen çiftlerdedir!
  2. Kendinizi onun yanında rahatça ifade edebiliyor musunuz? Birlikte gülebiliyor musunuz? Neşe, bir ilişkide olmazsa olmazlardandır.
  3. Ortak zevklerinizin var mı? Birlikte zaman geçirmekten keyif alıyor musunuz? Bununla birlikte birbirinize yalnız kalmak içinde izin verebiliyor musunuz yoksa her yerde beraber mi zaman geçiriyorsunuz? Ortak yapılan etkinlikler ne kadar önemliyse bireysel etkinliklerde bir o kadar önemlidir.
  4. Ailenizden kopmaya, kendi yuvanızda çekirdek ailenizi kurmaya hazır mısınız? Çiftlerin evlendikten sonra en çok kavga ettikleri konu aileler ve üçüncü şahıslardır. Bilmeniz gerekir ki evlendikten sonra ikiniz çekirdek ailesiniz ve bu aile için de yaşananlar ikiniz arasında kalmalıdır (şiddet, alkol vb. sorunlar olmadığı sürece). Annelere/ babalara ya da üçüncü şahıslara evinizle ilgili bilgi aktarmak, kavgalarınızı yansıtmak uzun vadede evliliğinize zarar verir. Siz unutursunuz ama anne babalar zor unutur. Ayrıca her ailenin kültür ve yapısı farklı olabilir eşinizin ailesini kendi ailenizle kıyaslamamanız gerekir. Eğer kültürel yapıda çok büyük farklar varsa bilin ki bu konu evliliğinizde alışacağınız en zor konu olacaktır.
  5. Cinsellikle ilgili bilimsel olarak neler biliyorsunuz? İlk gece ve aile planlaması yöntemleri hakkında bilgili olmanız sizi mutlu ve sağlıklı bir cinsel yaşam konusunda destekleyecektir. Hemen çocuk istenmiyorsa uygun bir aile planlaması yöntemi hakkında bir sağlık kuruluşundan bilgi alabilirsiniz. İlk kez yaşanacak cinsel ilişkide kaygı düzeyini kontrol etmek, karşılıklı keyif almaya odaklanmak ve cinsel birleşme için acele etmemek önemlidir. İlk geceye gereğinden çok önem vermek, abartmak ve endişelenmek istenmeyen sonuçlara neden olabilir. Örneğin kadınlarda vajinismus, ağrılı cinsel ilişki, erkeklerde ereksiyon sorunları gibi…

Her iki taraf içinde önemli olan ilk birliktelik, karşılıklı, sevgi ve hoşgörüyle rahatça yaşanabilir. İletişimi doğru kurmak, kendinizi eşinize doğru ifade edebilmek ve dinleyebilmek, kaygılarınızı, meraklarınızı paylaşabilmek, birbirinizi keşfederken sabırlı ve sakin olmak bu süreçte çiftlere yardımcı olur.

  1. Maddi konularla ilgili konuştunuz mu? Ailenizin bütçesi ortak mı yoksa bireysel mi olacak? Maddi konular önemlidir, bütçeyi birlikte yapmanız her ay gelir gider dengenizi konuşmanız, birbirinize bu konuda açık olmanız ailenizin maddi refahına destek olur.
  2. Çocuk istiyor musunuz? Çocuk dünyaya getirmeyi istemek ya da istememek evlenmeden önce konuşulması gereken konulardandır. Eşlerden biri istiyor diğeri kesinlikle istemiyorsa bu ilerde değiştirebileceğiniz bir durum olmayabilir. Evlilik kararınızı iyice düşünmeniz gerekir.
  3. Evlilik iki farklı aile ortamında yetişen iki farklı cinsiyetin aynı çatı altında uyumlanmayı öğrenme sürecidir ve bu öğrenme sürecinin en zor zamanları ilk iki yılıdır. Kadın ve erkeğin birbirine adapte olması ve kendi düzenlerini kurmaları için sevgiye ve zamana ihtiyaç vardır.
  4. Kavga eder misiniz? Kavga eden çift sağlıklıdır, yalnız dikkat edilmesi gereken kavganın sıklığı ve tartışmaların saygıya ve sevgiye zarar vermemesidir. Kavgaların güzel tarafı barışmalardır. Kavganın tozunu iyi ayarladığınızda, küslüğü haftalarca değil saatler ya da en fazla günle sınırladığınızda sağlıklı bir süreç olduğunu söyleyebiliriz.
  5. Evlendiğinizde her şeyin çok güzel olacağını zannediyorsanız çok yanılıyorsunuz. Evlilik uzun bir yolculuktur bu yolculuk da çiftler her mevsimi yaşayabilir önemli olan bu mevsimleri birlikte sevgi ve saygıyla geçebilmektir. Ve ihtiyaç hissederseniz evlilikten önce ve evlilik sırasında “ilişki danışmanlığı” size destek olacaktır.

Evlilik oyunu

Evlilik oyunu 150 150 dolunay

Mayıs ayıyla başlayan ve Eylül’e kadar devam eden döneme ülkemizde ‘Düğün Sezonu’ denir. Düğün sezonu açıldığında ne mi olur bu ülkede ?

Evlenen sayısı çığ gibi artar. Kapitalist sistemde yüzü gülmeyen kalmaz: Gelinlik, damatlık satan yerler, mobilya ve beyaz eşya sektörü, perdeciler, halıcılar, kap-kaçak sektörü, ev sahipleri, kuyumcular, matbaalar, çiçekçiler, çalgıcılar, oteller, düğün salonları, havai fişek sektörü, içecek sektörü… Sizin anlayacağınız ülkede kazanmayan, yüzü gülmeyen sektör kalmaz. Bir an düşündüm de bu ülkede eğer düğün sezonu bir dönem açılmazsa pek çok sektör iflas bayrağını çeker, hatta ülkede ekonomi çöker.

Evlenenen tüm kardeşlerimizinden Allah razı olsun, ülke ekonomisine verdikleri katkı nedeniyle vatan onlardan minnettar. Ve evlenmeyen ülke vatandaşları, ülkeye verdiğiniz zararın umarım farkındasınızdır. Lütfen aklınızı başınıza alınız. 30’una gelmiş ve hala evlenmeyenler, “Evlenip de ne yapacağım ki, hayat böyle çok güzel ve özgür, tüm bekarlar benim” diyenler lütfen kendinize geliniz. Ülke ekonomisine vediğiniz zarar akıllara zarar!

Şaka bir tarafa evlilik dediğimiz kurum aslında kendi kendine bile çok büyük bir Devlet! Kendi yönetim şekli ve kuralları olan, bütçesi olan bir kurum. Çocukluktan itibaren evlilik kurumu için hazırlanıyoruz. Daha çok kız çocukları bu kurum için yetiştiriliyor. Bebekler en kıymetli oyuncaklarımız, gelin bebeklerimizle oynarken büyüyünce evlenirken giyeceğimiz gelinliği hayal ediyoruz. Evleneceğiz, yuvamız olacak, her şey çok güzel olacak. Erkek çocukların bu tip hayalleri yok, onların ihtiyaçları da yok böyle hayallere… Nasıl olsa yaparlar. Onlar her şeyin en iyisini yaparlar!

Yalnız eksik olan bir şey var galiba; kimse bizi bu kendi içinde küçük bir devlet olan evliliğin yönetim şekli, iletişim yöntemleri, bütçe kontrolü, sorunlar karşısında çözüm yolları konularında bilgilendirmiyor. Çoğunlukla evlendikten sonraki ilk iki yıl içinde kaş göz yara yara, el yordamıyla bir şeyler öğreniliyor. Yönetim kavgalarından, senin ailen- benim ailem kavgalarından, senin çocuğun- benim çocuğum kavgalarından senin paran- benim param tartışmalarından SEVGİsi güçlü olan çiftler ayakta kalıyor. Diğer çiftlerin bir kısmı -e rağmen, diğer bir kısmı çocuklar var diyerek “iskelet evlilikler” haline geliyor. Tabii ilk yıllardaki sarsıntılara dayanamayıp yıkılan evliliklerin sayısı azımsanmayacak boyutlarda! Ya da 30 yıllık evliliğin üzerine boşananların sayısı da bizleri bile şaşırtacak kadar fazla!

Peki, devam edenler ve kendi devletlerini kuranların ve ömür boyu devam ettirenlerin sırrı nerede? Dinlediğim evlilik öykülerinden, okuduğum kitaplardan ve araştırmalardan ve kendi evliliğimden farkettiğim İNCİ‘ler şunlar;

* Evlilik, BEN’den BİZE giden bir yolculuktur. BİZ diyebilen çiftler geçekten çift olur. Bunu yürekten diyebilmek bazen bir yıl bazen bir ömür sürer!

* Evlilik, Tanrı’nın biz insancıklara sabırı öğretmek için hazırladığı bir oyundur. İnsancıkların evlilik oyunu yoluyla tekamülleri hızlanır. Ömürlük evliliklerde çiftler “Hayatta birlikte büyüyoruz, birlikte olayları (varlığı-yokluğu, sağlığı- hastalığı, iyi günü-kötü günü) deneyimliyoruz derler ve yaşadıkları her deneyimin onlara ne kazandırdığını farkederler.

* Emek vermek, özenmek, karşıdaki bireyin varlığına saygı duymak… Evlilik kurumunda vazgeçilmez üçlüdür.

* “Sen bilirsin” bu kurumda çok kapıları açar. “Banane” çok kapıları kapar!
ñ Evlendikten sonra ‘aile’ demek “ben, sen ve eğer varsa çocuklarımız”dır (yani çekirdek aile) “senin ailen”, “benim ailem” kavramları çoğunlukla kavga nedenidir.

*Sevgi, neşe ve mizah bu kurumun benzinidir.

* Zor günlerde bile; “mutlaka bir çözüm vardır” inancı çiftleri güçlendirir.

Duyduk duymadık demeyin, ülkemizde evlilik sezonu çoktan açıldı. Evlilik oyuna katılmayan ve ülke ekonomisine katkıda bulunmayan tüm çiftlere duyrulur. Bu oyun keyifli, heyecanlı ve ateşli… Rekebet , hırs ve entrikalar oyunun vazgeçilmezlerinden, AŞK bu oyunda kör nokta… Oyundaki ödülü soracak olursanız; herkesin ödülü kendine özel, kendi ödülünüzün ne olduğunu öğrenmek için, risk almalısınız ve oyuna katılamalısınz!

Hadi hayırlısı…