Ergenlik

Genç erkeklerin cinsellikle ilgili merak ettiği sorular

Genç erkeklerin cinsellikle ilgili merak ettiği sorular 150 150 dolunay

Geçen hafta genç kızların cinsellikle ilgili en çok merak ettiği konulara değinmiştik. Bu hafta ise genç erkeklerin soruları ile devam ediyoruz.

  1. Bir erkek ilk cinsel deneyimini hangi yaşta yaşanmalı?

Erkek için de kadın için de kesin bir yaş yoktur. Bununla birlikte ergenlik döneminde, henüz bedeni hakkında tam olarak bilgi sahibi olmadan ve beden tam gelişmeden yaşanan cinsellik, ergen gebeliğinden, küretaja ve HIV/AIDS ve cinsel yolla bulaşan diğer hastalıklara kadar uzanan bir sonuç tablosunu gencin karşısına çıkarabilmektedir.

Cinselliğin sağlıklı olabilmesi için temel koşul genç kızların ve erkeklerin üreme organlarının gelişimini tamamlamış olmasıdır. Ancak bedensel gelişimden daha önemlisi, ruhsal gelişimdir. Ruhsal olarak cinsel ilişkinin hem kendiniz hem de partneriniz için sorumluğunu alabilmeniz gerekir. Erken ya da hazır olmadan yaşanan cinsellik; bireyde suçluluk, pişmanlık, utanç gibi içsel barışı bozabilecek duygular yaşatabilir. Tüm bu nedenlerle; güvenli cinsel ilişki kavramı öncelik kazanır. Güvenli cinsel ilişki; karşılıklı güvenin, dostluğun, sevgi ve saygının yaşandığı bir ilişkidir. Bireyler arası paylaşımın arttığı ve yoğun olumlu duyguların yaşandığı ortamda iyi iletişim kurmak, kendini ortaya koyabilmek, ‘hayır’ ya da ‘evet’ diyebilmek, cinsel eşini zorlamamak ilişkinin sağlıklı yürümesi için şarttır.

  1. Ya ereksiyon olmazsam? Penisim sertleşmezse ne yaparım?

Özellikle ilk ilişki yaşanacağı zamanlarda erkeklerin bu tip kaygılar duyması doğaldır. İlkler her zaman heyecan verir. Ya ereksiyon olamazsam kaygısı daha da artarsa ereksiyon sorunları yaşanabilir. Rahat olmaya çalışın, herhangi bir sorun yaşarsanız da bunun doğal olduğunu bilerek üzerinde durmayın.

  1. Günde ya da haftada kaç kez cinsel ilişki yaşanmalıdır, normali kaçtır?

Çiftlerin karşılıklı istekleri, onayları ilişkinin sıklığını belirler. Cinsellikte kesin sayılar, rakamlar ya da kurallar yoktur. Normali ve kuralları çiftler belirler. Burada önemli olan karşılıklı uyumdur.

  1. Mastürbasyon yaparsam penisim uzar mı, “çok yapınca çocuk olmaz yüzünde sivilceler çıkar” diyorlar doğru mu?

Mastürbasyonun cinsel organların gelişiminde herhangi bir etkisi yoktur. İnfertileye de neden olmaz. Cinsel organın boyunu uzatmaz ya da kısaltmaz. Sivilce yapmaz.

  1. Aşırı mastürbasyonun bir zararı olur mu? Olursa bunlar nelerdir? Ayrıca mastürbasyon zararlı mı?

Eğer birey mastürbasyonu olumsuz bir davranış gibi değerlendiriyorsa, bundan olumsuz etkilenir. Her şeyden önce bireye mastürbasyon yapmanın olumsuz bir davranış olmadığını aktarmak gerekir. Ergenliğe girildiği ilk yıllarda mastürbasyon yapmaya istek fazladır, ergenliğin ve gençliğin ileri evrelerinde bu istekte dengelenme çoğunlukla görülür. Ancak kişi mastürbasyondan başka bir şey düşünemiyorsa, uygunsuz yerlerde(sınıf, toplu taşıma…) bu yönteme başvuruyorsa, sosyal aktivitelerine ayıracağı zamanı mastürbasyona ayırıyorsa yani takıntı haline geldiyse bir sorun var demektir.

  1. Mastürbasyonun faydaları ve zararları nelerdir?

Mastürbasyonun fiziksel bir zararı olmadığı gibi, ruhsal açıdan zararlı hiçbir etkisi de yoktur. Aksine cinsellik gibi doğal bir dürtünün doyumunu sağlayan mastürbasyon bastırıldığı takdirde doyumsuzluk ve sinirlilik gibi kaçınılmaz durumlara yol açabilir.

Mastürbasyon çok sık yapılıyorsa yalnızlığın veya sosyal beceri eksikliğinin bir belirtisi olabilir. Uygunsuz yer, zaman, araçlarla yapılıyorsa, konuyla ilgili bir uzmana danışılması gereklidir.

  1. Mastürbasyondan sonra suçluluk duyulması doğru mudur, yanlış mıdır?

Toplumumuzda, mastürbasyonun yapılmaması gereken bir davranış olduğuna dair yaygın ve yanlış bir inanış vardır. Birey bu yanlış inanca sahipse ya da bu yanlış bilginin etkisinde kalıyorsa ya da inançları gereği bunun yanlış olduğunu düşünüyorsa ve bütün bunlara karşın yine de mastürbasyon yapıyorsa suçluluk duyabilir. Mastürbasyon özellikle düzenli bir cinsel eşi olmayan kişiler için temel bir cinsel doyum yöntemidir, sağlıklıdır ve suçluluk duyulmamalıdır. Kişinin mahremidir, özelidir. Uygun yer ve sıklıkta yapıldığında kişinin ruhsal ve cinsel sağlığı üzerinde olumlu etkiye sahiptir.

  1. Kondom kullanmayı sevmiyorum, zevk alamıyorum, kullanmasam olmaz mı?

Kondom HIV/AIDS ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklardan koruyan şimdilik tek yöntem. (tabii hiç cinsel birleşme yaşamazsanız da korunursunuz.) Keyif konusuna gelince; keyif komutu penise beyinden gider. Eğer ‘kondomla keyif alamayacağınıza, keyfin azalacağına’ inanırsanız, beyin bu komutu gerçekleştir. Tam tersi de mümkün, yani bu konuya takılmazsanız hiç sorun olmaz. Ayrıca cinsel keyif sadece cinsel birleşmede alınmaz, dokunmayı, ön sevişmeyi de unutmamak gerekir.

  1. Erken boşalırsam ve onu tatmin edemezsem?

Eğer ergenlik dönemindeyseniz ya da 20’li yaşlarda ve düzenli cinsel yaşamınız yoksa erken boşalmanın olması ya da boşalma üzerinde kontrolün her zaman istendiği gibi sağlanamaması doğaldır. Tatmin karşılıklıdır ve tek yol cinsel birleşme değildir. Oral seks ya da karşılıkla mastürbasyon da yapılabilir. Eğer düzenli bir cinsel yaşamınız var ve 25 li yaşlarda iseniz ve erken boşalma sorununuz varsa cinsel terapi desteğiyle bu sorunu çözebilirsiniz.

  1. Partnerim benden daha tecrübeli ise ve benim ilk kez cinsel deneyim yaşayacağımı anlarsa?

Anlarsa da bu konuda doğal olun, bu utanacağınız bir durum değil.

  1. Porno filmlerdeki gibi penisim yok ve partnerim filmdeki kadınlar gibi zevk almıyor. Ben de bir problem mi var?

Porno filmlerde gördüğümüz penis boyları, ereksiyon süreleri normal değildir. İlişki süreleri, kadınların çıkardıkları sesler, vajina genişlikleri abartılıdır. Penis boyları gereğinden fazla büyük, kadınların çıkardıkları sesler de taklittir. Yani sizlerde bir problem yok. Porno filmler sadece filmdir, adı üstünde film!

  1. Sürekli porno film izlemek istiyorum, acaba sapık mıyım?

Eğer sürekli porno izleme isteğiniz varsa ve bu hayatınızın akışını engelliyorsa bir uzmandan yardım almalısınız. En iyisi birazcık spora ya da diğer sosyal aktivitelere zaman ayırın ve pornoyu daha dengeli kullanmaya çalışın.

  1. Bazen gece boşalması yaşıyorum ve yatağım ıslanıyor? Bu normal mi ve nasıl engelleyebilirim?

Eğer ergenlik dönemindeyseniz bu gayet doğaldır. Düzenli ve normal sınırlarda mastürbasyon yapıyorsanız gece boşalmalarınızda azalma görülür.

  1. 15 yaşındayım. Seks düşünmediğim halde bazen penisim sertleşiyor. Böyle durumlarda ne yapmalıyım?

Ergenlik döneminde özellikle ilk erinlik döneminde kontrol dışı olarak peniste sertleşmeler olabilir. Bu, seksten bağımsız ve çok normal bir durumdur ancak genci zor durumda bırakır ve utandırır. Bu tür durumlarda sakin olun ve geçmesini bekleyin, büyümeye bağlı doğal bir süreç olduğunu bilin.

  1. Penis boyunun büyük ya da küçük olması önemli midir? Normal boyu ne olmalıdır? Küçükse büyümesi için ne yapılmalıdır?

Erkeklik organı ergenlik döneminde (11-12 yaşlarında) başlayıp 18-19 yaşına kadar büyür. Erişkin bir erkekte normal penis boyu 10-16 cm arasındadır.

Penisin boyu ile işlevi ve erkeklik gücü arasında doğrudan bir ilişki yoktur. 10-12 cm boyunda penisi olan erişkin bir erkeğin düzenli bir cinsel yaşamı olabildiği gibi, 17-18 cm penisi olanlar da sorunlarla (örneğin sertleşme sorunu gibi) karşılaşılabilmektedir. Bu nedenle penisin boyundan çok işlevini yeterince yerine getirip getirmediğine bakılmalıdır. Yine de penis boyunun küçük olduğu yakınmasıyla başvuran bireylere, eğer çok istiyorsa ameliyatla yardımcı olunabilir. Ancak penis boyu normal olanlara ameliyat önerilmemektedir.

  1. Sünnet olmanın cinsel istek üzerinde bir etkisi var mı?

Hayır etkisi yoktur.

Genç kızların cinsellikle ilgili merak ettiği sorular

Genç kızların cinsellikle ilgili merak ettiği sorular 150 150 dolunay

Üniversite yıllarımdan beri üreme sağlığı ve cinsel sağlık konularında hem eğitimlere katılmakta hem de eğitimler vermekteyim. HIV/AIDS ile ilgili ilk stand çalışmamızı ODTÜ bahar şenliklerinde 2 kız arkadaşımla birlikte yapmıştık. HIV/AIDS le ilgili bilgilendirmeler yapmış, broşürler ve kondomlar dağıtmıştık. Yıl 1995 idi…

Yılların içinde pek çok yerde, sokakta alışveriş merkezinde bu çalışmalara devam ettik. Acaba o yıllarda yaptığımız bu çalışmayı bu yıllarda o kadar rahat yapabilir miydik? İzinleri almak o yıllardaki kadar kolay olur mu şimdilerde? Neyse, o yıllardan bugünlere kadar okullarda (lise ve üniversitelerde) ergenlere/gençlere yönelik olarak sayısını hatırlamadığım bilgilendirme çalışmaları yaptık. Binlerce genç binlerce soru…

Sizlerle bu sorulardan bazılarını ve cevaplarını paylaşacağım. Hala eğitimlere gidiyorum ve ne acı ki sorular hep aynı, pek değişmiyor. Cinselliği yok saymak cinselliği yok etmiyor, tam tersine… Hayal ediyorum, bir gün bu ülkede cinsel eğitim müfredata girecek, bilgiyle yeneceğiz pek çok sorunu.

(Kızların ve erkeklerin sordukları sorular biraz farklı bu nedenle soruları ikiye ayırdık, bu hafta genç kızların sorularına yer vereceğiz, haftaya genç erkeklerin soruları ile devam edeceğiz.

Sürtünme yoluyla hamile kalır mıyım? İç çamaşırı ile seviştiğimde hamile kalma ihtimalim nedir?

Üzerinizde iç çamaşırlarınız varsa hamile kalmazsınız ama iç çamaşırları olmadan vajina üzerine yapılan sürtünme ve boşalma gebeliğe neden olabilir.

Bakireyken hamile kalınır mı?

Kalınabilir. Kızlık zarı vajina girişinin 2-3 cm içindedir ve ortası boş bir yapıdır. Vajinanın girişine boşalma olduğunda gebe kalma riski vardır. Bakire olmak gebeliğe engel değildir.

İlk cinsel ilişkide çok canım yanar mı? Çok kan gelir mi? Ya kanamam durmazsa?

İlk cinsel birleşmede, iki taraf da rahatsa, iyi bir ön sevişme yapılıyorsa, ıslanma varsa, sakince giriş gerçekleştiriliyorsa acıya ve kanamaya pek rastlanmaz, bazen birazcık kahverengi ya da pembe lekelenme görülebilir. Kanamanın ya da acının olması demek, sisteme uygun olmayan bir şeyler olduğunu gösterir (zorlama, hafif yırtılmalar gibi…) Kanama durmuyorsa mutlaka bir uzmana muayene olmak gerekir.

Orgazm olmak nasıl bir şey? Orgazm olduğumu nasıl anlarım?

Orgazm, cinsel keyifte hissedilen üst düzey cinsel doyumdur. Orgazm olduktan sonra kişi rahatlama hissi yaşar. Kadınlar orgazm olup olmadığını kolayca anlayabilirler. Vajina dolgunlaşır, vajen içinde hafif kasılmalar olur, kalp atışı hızlanır ve keyif hissi çoğalır.

Kızlık zarı kaç cm içerdedir? Tampon kullanmak zarı bozar mı?

Zar vajinanın 2-3 cm içindedir. Tampon, parmak, penis ucu ya da başka bir cismi vajinanın çok az kısmına yerleştirmek bile zara zarar verebilir.

Kızlık zarı dikilebilir mi?

Evet

Mastürbasyon nedir?

Bireyin karşı cinsiyetten ya da kendi cinsiyetinden biriyle değil çeşitli görsel (video, gazete, dergi,…), düşünsel (hayal objesi,…) ve fiziksel (kendi kendine dokunma…) yöntemler kullanarak kendi kendini tatmin ederek cinsel doyum sağlamasıdır.

Mastürbasyon yaparsam kızlık zarım yırtılır mı?

Masturbasyon sırasında vajinaya herhangi bir cisim –parmak dahil- sokulmuyorsa kızlık zarı bozulmaz.

Erkek arkadaşım ilişkiye girmek istiyor ama ben istemiyorum, ilişkiye girmezsem onu kaybetmekten korkuyorum ne yapmalıyım?

Seni seviyorsa sana saygı duyacak ve ‘Hayır’ını kabul edecektir. İstemediğiniz ve hazır olmadığınız hiçbir şeyi yapmayın. Bedeninize önce siz sahip çıkacaksınız, sevecek ve koruyacaksınız ki karşılaşabileceğiniz pek çok sorundan korunacaksınız. İstenmeyen gebelikler ergenlikte çok görülmektedir. Ayrıca HIV/AIDS gibi cinsel yolla bulaşan hastalıkların en çok bulaştığı yaşlar da ergenlik yaşlarıdır. ‘Hayır’ da hayır vardır.

Seks için en ideal yaş nedir?

Her şeyden önce bilinmesi gereken “Kesin bir yaşın olmadığı” dır. Ancak ergenlik döneminde, henüz bedeni hakkında tam olarak bilgi sahibi olmadan yaşanan cinsellik, ergen gebeliğinden, küretaja, HIV/AIDS ve cinsel yolla bulaşan diğer hastalıklara kadar uzanan bir sonuç tablosunu gencin karşısına çıkarabilmektedir.

Cinselliğin sağlıklı olabilmesi için temel koşul genç kızların üreme organlarının gelişimini tamamlamış olmasıdır. Ancak bedensel gelişimden daha önemlisi, ruhsal gelişimdir. Ruhsal olarak cinsel ilişkinin sorumluluğunu alabilmemiz, kendimizle barışık olmamızı gerektirir. Erken ya da hazır olmadan yaşanan cinsellik; bireyde suçluluk, pişmanlık, utanç gibi içsel barışı bozabilecek duygular yaşatabilir. Tüm bu nedenlerle; güvenli cinsel ilişki kavramı öncelik kazanır. Güvenli cinsel ilişki; karşılıklı güvenin, dostluğun, sevgi ve saygının yaşandığı bir ilişkidir. Bireyler arası paylaşımın arttığı ve yoğun olumlu duyguların yaşandığı ortamda iyi iletişim kurmak, kendini ortaya koyabilmek, ‘hayır’ ya da ‘evet’ diyebilmek, cinsel eşini zorlamamak ilişkinin sağlıklı yürümesi için şarttır.

İyi ve sağlıklı bir cinsel ilişki nasıl olmalıdır? Bu ilişkilerde nelere dikkat etmeliyiz?

İyi ve sağlıklı bir cinsel ilişki, eşler arasında uyum ve doyumun yaşandığı ruhsal ve bedensel sağlığın önemsendiği bir süreci tanımlar. Bu süreçte eşlerin birbirleri ile ilgili beklentilerini, isteklerini bilmeleri, cinsel istekler konusunda baskıcı davranmamaları ve birbirlerinin cinsellikle ilgili düşünce ve isteklerine saygı duymaları gerekir. Ayrıca cinsel aktivitenin paylaşıldığı kişinin herhangi bir cinsel yolla bulaşan hastalık taşıyıp taşımadığı bilinmiyorsa, mutlaka kondom kullanılmalıdır. Kondom HIV/AIDS ve cinsel yolla bulaşan diğer hastalıklardan koruduğu gibi istenmeyen gebelikleri de önler.

Seks yaptığımı annem babam anlar mı?

Hayır, seks yapmak dışarıdan anlaşılabilecek bir durum değildir.

Ailemle jinekoloğa gitmek zorunda kalırsam bakire olmadığım anlaşılır mı? 

Doktora gitme nedeniniz bekaret kontrolü ise ve vajinal muayene olursanız evet anlaşılır. Diğer konularda vajinal muayene olmadığınız sürece anlaşılmaz.

İlk cinsel deneyimimde kasılıp kalırsam ve kilitlenme olayını yaşarsam?

İlk cinsel ilişkide kasılırsanız penisi içeri alamazsınız, kilitlenme olayı diye bir olay bilimsel olarak olabilecek bir durum değildir, tamamen şehir efsanesidir.

Genital bölgemdeki kıllarımdan partnerim rahatsız olur mu?

Bu herkese göre değişir. Bunun cevabını sadece partneriniz bilir.

Oral seks yaparsam ve meni yutarsam hamile kalır mıyım?

Hayır oral seksle gebe kalınmaz.

Anal seks (ters ilişki, arkadan ilişki) yapmak normal midir? Zararları var mıdır?

Anal seks, oral seks gibi vajinal seks haricindeki cinsel ilişki yöntemlerinin, eşler tarafından istendiği takdirde cinselliği renklendiği kabul edilir. Bununla birlikte, anal seksin özellikle kadının bedensel sağlığına zarar verebileceği anüs kasların zedelenebileceği akılda tutulmalıdır. Bu da büyük aptesti tutmayı zorlaştırabilir. Anal seks sırasında olabilecek kanamalarda HIV/AIDS ya da kan yolu ile bulaşabilen diğer hastalıkların geçişi kolay olabileceğinden mutlaka kondom kullanılmalıdır. Ayrıca kişi istemiyorsa istemediğini belirtmeli ve kararlı olmalıdır.

Öğrenci terörü

Öğrenci terörü 150 150 dolunay

Geçtiğimiz hafta 15 yaşındaki öğrencinin öğretmenini bir hiç uğruna öldürmesi hepimizi dehşete düşürürken, aynı zamanda da çok derin bir sorgulamaya neden oldu.

Hangi unsurlar 15-16 yaşındaki bir genci/çocuğu katil yapar? Dünya Sağlık Örgütü, 18 yaşına kadar olan tüm bireyleri çocuk kabul eder. Yani bir çocuk, bir katile ve bir suç makinesine nasıl dönüşür? Ne tür etkiler bir çocuğu katil yapar?

Bu olayda 15 yaşındaki çocuğun ruh sağlığının normal olmadığı ortada. Ergenlik döneminde olması bu suçu işlemesini tetikleyen unsurlardan sadece biri olabilir. Ergenlik, çocuğun yarınını pek düşünmediği, duygu kontrolünün kısıtlı olabileceği, fevri ve kişisel davranışların çok fazla görüldüğü, ruhsal iniş ve çıkışların sık yaşandığı, kendini kanıtlamaya çalıştığı, her şeyi yapabileceğini zannettiği bir dönemdir. Bazı ergenler bu dönemi zor, bazıları nispeten daha rahat geçirir.

Ergenlik bu tür davranışların ortaya çıkmasında etkili bir unsur olurken, diğer ve çok daha önemli başka bir unsur da ailesel faktörlerdir. Yaşadığı evde şiddet var mı yok mu, anne babasıyla iletişimi nasıl, anne –baba arasındaki iletişim nasıl, kaç kardeşler? Şiddet bu çocuk ve aile için doğal mı, kendini ifade etmek için kendini kanıtlamak için şiddeti mi kullanıyor? Bu saldırının neden olan etkenlerini anlamaya çalışmak için bunun gibi daha pek çok sorunun cevabını bilmek gerekir.

Başka bir etken; interneti ve cep telefonunu kullanma yaşının 5-6 yaşlarına düştüğü ülkemizde, buna bağlı pek çok sorunun da kendini göstermesidir. Yalnızlaşma, empati kuramama, her şeyi yapabileceğini zannetme, şiddetin normalleşmesi, insani değerlerin kısıtlı gelişmesi, aklı yeterince devreye sokamama, gerçekliğin yitirilmesi, iletişimin yok olması vb.

Etkileyen unsurlardan bir tanesi de eğitim sisteminin ve okulun, çocukların ruh sağlığı üzerindeki etkisidir. Okullardaki sınıf kapasiteleri, rehberlik servisinin yeterli olup olmadığı, çocukların okulla ilişkileri bu tip durumların yaşanmasında etki oluşturabilir. Ve tabi ki şiddet eğilimi olan çocukların kontrol edilebileceği, onlara yardım edilebilecek bir sistemin olmaması.

Bir başka etken de toplumdur. Toplumda gördüğümüz iletişim modeli hepimizi etkiler. Şiddet sanki çok normal bir iletişim yolu gibi gösterilmektedir. Şiddetin bu kadar normalleştirildiği ve şiddete karşı duyarsızlaştığımız bir ülkede ne yazık ki bu tür olaylar olmaya devam edecektir.

Ayrıca çocuğun psikiyatrik bir sorunu olup olmadığı da üzerinde durulması gereken başka bir unsurdur.

Evde şiddet görmek, dayak, tehdit, çocuğu yok saymak ya da her istediğini almak, çok kontrol etmek ya da hiç etmemek ciddi sorunlara davetiye çıkarır. Anne babaların çocuklarıyla etkili şekilde ilgilenmeleri, gözlemlemeleri, gördükleri sorunları okulla paylaşmaları ve çözümü öğretmen, rehber öğretmen, öğrenci ve velinin de katılımıyla aramaları en doğru olanıdır.

Okullarda bu tür şiddet olaylarının durdurulması için olaylar henüz oluşmadan, koruyucu ve önleyici çalışmaların, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılması da çok büyük önem taşımaktadır.

Öğrencilerin ve öğretmenlerin ruh sağlığı ve can güvenliği için eğitimde de çok ama çok yere dokunmak lazım.

Çok ilginç ve zorlayıcı bir dönemden geçiyoruz. Akıllara zarar bir yer burası… İnsanlarının birbirine güveninin giderek azaldığı, öğretmenin öğrencisine, annelerin çocuklarına, arkadaşların arkadaşlara güveninin giderek azaldığı ve kuşku duyduğu bir dönem. Nasıl böyle olduğumuz apayrı ve sinir bozucu bir konu. Bu süreci nasıl en hayırlı şekilde geçirebileceğimiz ise ayrı bir konu!

Bu dönemi zor da olsa dinginliğimizi koruyarak, içimizde insana dair inancımızı, sevgimizi ve güvenimizi hep hatırlayarak geçirmemizi diliyorum…

Bu geçiş döneminde aklımızda olsun: “Ne varsa alemde, o vardır ademde.”

Sevgiyle…

 

Ergenlikte cinsellik 2

Ergenlikte cinsellik 2 150 150 dolunay

Ergenlikte cinsellik konusu çoğunlukla bu dönemin risklerini, risklerin sonuçlarını, ergenlerin olumsuz davranışlarını ve ergenlik döneminde cinsellik yaşamanın normal olmadığını akıllara getirmektedir.

Yapılan pek çok araştırma ergenlikte yaşanmaya başlanan cinsellikle psikolojik sorunlar arasında hiçbir bağlantının olmadığını ortaya koymuştur. Bununla birlikte ergenlik de cinsellik kavramı üzerinde düşünüldüğünde altı çizilmesi gereken önemli başlıklardan biride “risk alma” olmalıdır. Ergen risk alma konusunda yetişkinlere göre çok daha gözü karadır ve risk almak onun için hayatının doğal bir parçasıdır çünkü pek çok şeyi zaten risk alarak öğrenmektedir, üstelik bu durum heyecan da vermektedir.

Small ve Luster çalışmasında ergenlerin cinsel etkinlik riskleri de gözlemlenmiş ve 10’dan fazla risk etkeninin olduğu belirlenmiş.

Araştırmacılar potansiyel risk etkenleri ile cinsel etkinlikler arasındaki ilişkiye risk etkenlerinin bağımsız olarak etki edip etmediğini anlamak için çalışma yapmışlar ve;

  • Düzenli kız ya da erkek arkadaşın olması,
  • Alkol kullanımı,
  • Cinsel yönden izin veren anne babaya sahip olmak,
  • Gelecekteki meslekten kuşku duymak

gibi etkenleri, cinsel etkinliği belirleyen önde gelen risk etkenleri olarak bildirmişlerdir.

Bu ve benzeri çalışmaların sonuçları, ergenlikte erken cinsel etkinliğin bedensel, gelişimsel ve sosyal olarak istenmeyen sonuçlarından, yani ergenlikte riskli cinsel davranışlardan korunmak için, ergenin çevresindeki risk faktörlerini azaltmak gerektiğini işaret etmektedir.

Ergenlikte cinsel taciz, tecavüz ve cinsel istismar ergenlikte cinsellik dendiğinde akla gelen en önemli konu başlıklarındandır. Pek çok çalışma göstermektedir ki ergenler yine ergenlik özellikleri ve taşıdıkları risk faktörleri nedeniyle cinsel istismar, taciz ve tecavüze karşı savunmasız gruptadırlar.

Ergenler arasında cinsel istismar yaşayanlar, ya yabancı biri, ya aile içinden biri ya da sevgilileri tarafından bu sürece maruz kalmaktadırlar.

Ailelerinden ayrı yaşamak, fiziksel ve zihinsel engelleri olmak, alt sosyo-ekonomik bir çevrede yetişmek, alkol ve madde kullanan ailede büyümek, cinsel taciz riskini artırmaktadır. Cinsel tacize uğrayan ergenlerde daha az öz güven ve daha çok eğitim ve öğrenim güçlüğü görülmektedir. Yine bu ergenlerde kaygı, korku, yeme bozukluğu ve depresyon düzeyleri daha yüksektir. Bu ergenlerin daha çok ve daha riskli cinsel davranışlarda bulunabilecekleri, birden fazla cinsel eşlerinin olabileceği, cinsel olarak diğer akranlarını istismar edebilecekleri ve daha sık gebe kalabilecekleri, HIV/AIDS ve CYBE’a daha fazla maruz kalabilecekleri bildirilmektedir.

İlk cinsel deneyim ergenler için büyük anlamlar taşımaktadır. Erkekler için erkek olmak gibi “erkeksi” yani daha çok erkekler dünyası için anlamlar taşırken, kız ergenler için daha “duygusal ” anlamlar taşımakta ve bu anlamlar sadece kadınların dünyasında değil belki de daha çok erkeklerin dünyası tarafından değerlendirilmektedir.

Ergen kızların ilk cinsel deneyimlerini yaşadıkları kişiler için “sevdiğim” tanımını kullanmaları şaşırtıcı değildir. Kızlar erkelerin tersine ilk cinsel deneyimini anlattığında, akranlarından çoğunlukla destek alamamakta hatta tepki görmektedirler, bu değerlendirmenin kendi hemcinsleri tarafından bile erkek dünyası değerleri ile yapıldığının göstergesidir. Kızlar ilk cinsel deneyimleri ile ilgili olumlu duygular yaşasalar da, bu duygulara suçluluk, utanma, korku ve kaygının da eşlik ettiğini erkeklerden daha çok ifade etmektedirler.

Mastürbasyonun ergenlikteki önemi de burada ortaya çıkmaktadır. Mastürbasyon bireyin kendi cinselliğini ve hazzı keşfettiği ve bunu en güvenli şekilde doyuma ulaştırdığı çok normal bir cinsel davranıştır. Bu bedensel ve duygusal değişim döneminde ergen, bir yandan mastürbasyonu “yeniden” bu kez bilerek, planlayarak ve isteyerek keşfeder, öte yandan da karşı cinse engelleyemediği bir cinsel çekim duymaya başlar. Mastürbasyon ergenin zihninin uzun bir süre hatta erişkinliğinde bile meşgul eder. Eşlik eden suçluluk ve kirlilik duygusu ergeni mastürbasyon yapmaktan bir süre alıkoysa da, içgüdüleri ve değişen hormonal yapısı ona engel olmaktan çok teşvik edici olacaktır.

Ergenlerin kafalarını kurcalayacak temel soru “ne kadar yapılması gerektiğidir?” Aslında bunun cevabı çok nettir: Mastürbasyon için sayı verilemez, ancak yaşamın ve bedenin bütünlüğünü korumak önemlidir. Özellikle cinsel organın mukozal yapısını bozmamak ve özellikle genç kızlarda enfeksiyon olasılığından uzak kalacak bir sıklığı ergenin kendisi belirleyecektir. Elbette ergenin okul başarısını, sosyalleşme sürecini etkilemeyecek ve “takıntı” haline gelmeyecek bir şekilde yapılan mastürbasyonun herhangi bir psikolojik ya da fizyolojik zararı olmayacaktır.

Tüm bunlarla birlikte yeniden ifade etmek isterim ki, ergenlik dönemindeki cinsel riskleri azaltmanın en etkin yolu uygun cinsel bilginin ergene verilmesi çok önemlidir.

“Cinsellik Eğitimi” çocukları, ergenleri riskli cinsel davranışlardan ve sonuçlarından koruyacak en etkin yoldur. Bu programın içerisinde karar verme yolları, hayır diyebilme yöntemleri, mastürbasyon, bedenini sevmek, saygı duymak ve ona iyi bakmak, toplumsal kimlikler, eş cinsellik, toplumsal değerler, sağlıklı olmak, HIV/AIDS, güvenli cinsel yaşam, doğum kontrol yöntemleri gibi… konular olmazsa olmazdır.

İçinizdeki ergene iyi bakın…

Sevgiyle,

Bu yazıyı hazırlarken yararlandığım kaynaklar:

  1. Ergenlikte Cinsellik (makale), Prof.Dr.Hakan Şatıroğlu, Psk.Danş.Dolunay Kadıoğlu
    2. Ergenleri Bilgilendirme ve Farkındalık Kazandırma Eğitim Programı Eğitici El Kitabı, Büyüyorum, Gelişiyorum, Değişiyorum, Türk Eczacıları Birliği, Yenimahalle Rehberlik ve Araştırma Merkezi, Polat, D. (Ed.), Ankara, Fersa Matbaası 2007
    3. Çok, F, (2003), Ergenlerin Cinsel Eğitimi, Bir Program Denemesi, Ankara Üniversitesi Matbaası
    4. Steinberg L. Ergenlik , (2007) Çeviriye hazırlayan Figen Çok, syf. 401-441, İmge Kitabevi

 

 

Ergenlikte cinsellik 1

Ergenlikte cinsellik 1 150 150 dolunay

Ergenlik dönemi, sorunları ve özellikle de cinselliği pek çok bireyi, aileyi ilgilendirir diye düşünerek, değerli hocam Prof.Dr.Hakan Şatıroğlu ile birlikte yazdığımız makalenin bazı bölümlerini bu hafta ve önümüzdeki hafta sizlerle paylaşmak istiyorum.

Ergenlik, insanın anne karnındaki ve doğduktan sonraki iki yıllık büyüme ve değişim sürecinden sonraki en hızlı büyüme ve değişim dönemidir ve toplumsal rollerin denendiği, amaçların, hedeflerin oluştuğu, toplumsal ve kişilerarası ilişkilerin geliştiği, bağımsız davranışların ortaya konduğu psikososyal gelişimi de barındıran, bireyin fiziksel ve ruhsal gelişim dönemleri arasında en zor ve karmaşık olanıdır.

Cinsellik bireyin psiko-sosyal ve fizyolojik gelişiminin olmazsa olmaz bir parçasıdır. İşte insan yaşamının hemen her döneminde var olan ve her döneminde gelişmeye devam eden bu parça yani cinsellik, üreme yeteneğinin kazanıldığı ergenlik döneminde ayrı bir önem kazanır. Vücudunda olan değişimler, duygularındaki inişler ve çıkışlar ergenler için alışılması zor olmakla birlikte, “erişkin olmanın mecburi hizmetidir”.

Ergen, bu dönemi yaşarken pek çok şeyi denemek ister. Para kazanmak, özgür yaşamak ve sevgili olmak… “Sevgili olmak, sevgilisinin olması” çok önemlidir, çünkü “sevgili olmak” demek ergen için statü, saygınlık, özgürlük, sevgi aktarımı, aşkın kavurucu tadı, cinsel keyif, merakını gidermek, farklı olmak demektir.

Ergenlikte cinsellik konusu çoğunlukla bu dönemin risklerini, risklerin sonuçlarını, ergenlerin olumsuz davranışlarını ve ergenlik döneminde cinsellik yaşamanın normal olmadığını akıllara getirmektedir.

Ergenlikte riskli cinsel davranışların istenmeyen sonuçları arasında, HIV/AIDS ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, ergen gebelikleri ve doğumları, kürtaj gibi önemli ve çoğu kere beden sağlığını daha çok etkileyen durumlar ortaya çıkmaktadır… Toplumlarda ortalama ilk evlilik yaşı ileri yaşlara kaysa bile, cinsel etkinlik günümüzde artık daha erken yaşlarda başlamakta ve cinsel partner sayısı giderek artmaktadır. Doğal olarak CYBE (cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar) ve planlanmamış gebeliklerde de bir artış gözlenmektedir.

DSÖ’nün (Dünya Sağlık Örgütü) tahminlerine göre her yıl her 20 gençten biri CYBE’lere yakalanmaktadırlar. Bunların arasında sıklıkla HIV/AIDS, gonore, sifiliz, klamidya enfeksiyonu ve herpes yer almaktadır.

Ergen gebelikleri ve sonuçları hala birçok ülkede pek çok kurumun ve bilim insanının kafasını meşgul eden sorunlardandır. Gerçek cinsel eğitimin olmadığı ABD’de “teenage” dediğimiz yaş grubunda sık olarak erkek ya da kız ergenler cinsel taciz ya da kötü kullanıma uğramakta, ortalama her 6 saatte bir kız ergenlerde gebelik oluşmakta, önemli bir kısmı doğum yapmak zorunda kalmakta. Sonuçta CYBE, HIV/AIDS ve uyuşturucu kullanımı ve pazarlaması özellikle 15-24 yaş grubunda artmaktadır.

Oysa yaş grupları, gelişim dönemleri gözetilerek okullarda “Cinsellik Eğitimin” verildiği Kuzey Avrupa ülkelerinde riskli cinsel davranışlar, enfeksiyonlar ve madde kullanımı giderek azalmaktadır. Cinsel eğitimin örgün eğitim içinde yer bulamadığı ülkemizde de durum özellikle yakın gelecekte ABD’ den farklı olmayacaktır. Şimdilik önleyici tek etken hiç de sağlıklı olmayan ailevi ve toplumsal baskılar olarak öne çıkmakta ancak giderek “globalleşen ve bireyselleşen” toplumumuzda bu baskı unsurlarının da yakın zamanda ortadan kalkacağı beklenmektedir. Gerçekten de bir yanlışı, başka bir yanlışla düzeltmek olası değildir.

Ergen gebeliklerini, doğumlarını, HIV/AIDS ve CYBE’leri azaltabilecek en etkin yolun cinsellik eğitimi olduğu artık tüm dünyanın kabul ettiği bir gerçektir. İlk başlarda cinsel eğitim diye çıkılan yola son yıllarda “cinsellik eğitimi” başlığı altında devam edilmektedir. Cinselliğin sadece fizyolojisinin ve doğum kontrol yöntemlerin anlatıldığı cinsel eğitimin, yeterli olmadığı ve gençlerin korunmasız cinsel davranışlarını azaltmadığı ortaya konmuştur. “Yalnızca Hayır De!” cümlesi ile ifade edebileceğimiz cinsel eğitim programında ise gençlere cinsel ilişki ilgili sorumluluk almaları öğretilmeye çalışılmış ancak yine istenilen sonuçlar alınamamış, daha sonra tamamen cinsel birleşmeyi yasaklayan bir eğitim modeli kullanılmış, ancak bu model de etkili olmamıştır. Yani bilinenin tersine, gelişmiş ülkelerin pek çoğu doğru ve etkin cinsel eğitimi bulmakta zorlanmaktadırlar.

Günümüzde kullanılan, cinselliğin sadece fizyolojik bir olay olmadığının altını çizen, cinselliğin fizyolojik boyutuyla birlikte psikolojik boyutuna da değinerek, güzel taraflarını da, risklerini de aktarmaktadır “Cinsellik Eğitimi” adı verilen eğitim programının sonuçları, öncekilere göre çok daha olumludur. Programın içerisinde karar verme yolları, hayır diyebilme yöntemleri, mastürbasyon, bedenini sevmek, saygı duymak ve ona iyi bakmak, toplumsal kimlikler, eşcinsellik, toplumsal değerler, sağlıklı olmak, HIV/AIDS, güvenli cinsel yaşam, doğum kontrol yöntemleri gibi pek çok konuyu kapsamaktadır.

Ergene pek çok konuyu anlattığınızda, merak ettiği her şeye cevap verdiğinizde ve “kendini sev ve koru” dediğinizde en etkin sonuç elde edilmektedir. Aklın yolu bir!

Sevgiyle