Tecavüzün kirli yüzü

Tecavüzün kirli yüzü 150 150 dolunay

“13 yaşındaki N.Ç.’ye tecavüz davasının son aşaması da bitti. Yargıtay ‘rızasıyla birlikte oldu’ diyen mahkeme kararını onadı… 12 yaşında K.M’ ye tecavüz davası ‘çocuklar oyun oynamışlar’ kararıyla kapatıldı”…
Neredeyse her gün bu ve buna benzer davalar ve akıl almaz kararlarla karşılaşıyoruz medyada…
Dünya Sağlık Örgütüne ve evrensel tüm yasalara göre “18 yaşın altındaki tüm bireyler çocuktur.” Çocuk, yani yetişkinler tarafından korunması, kollanması, sevilmesi gereken varlıklar. Çocuk; yani reşit olmayan, kendi kendine karar vermesine izin verilmeyen, kendi rızasına pek inanılmayan, “Sen bilmezsin daha küçüksün” denilen…
Aklımdan ve ruhumdan sorular geçiyor;
Ne oluyor sonra bu kız çocuklarına? Bir kısmı 18 yaşına kadar SHEÇEK’in (Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu) korumasına alınıyor, diğerleri ne yapıyor? Aileler bu çocuklara ne yapıyor, nasıl davranıyor? Nasıl yaşıyorlar? Nasıl nefes alıyorlar? Ruh sağlıkları ne yönde değişiyor? İleride nasıl evleniyorlar, ne hissediyorlar?
Taciz ve tecavüz, yetişkin için bile tamiri çok zor olan bedensel ve ruhsal travmalar oluşturuyorsa bir çocukta neler yapar! Cinsel saldırıya, taciz ve tecavüze maruz kalan çocuklarda/ergenlerde olaydan sonra bir ömre yayılabilecek kalıntılar, hasarlar oluşur…

• İnsanlara, topluma güven oluşturamama,

• Düşük öz güven,
• Okul başarısında düşüş,
• Yoğun korkular, kaygılar,
• Kendini suçlama, kendinden tiksinme,
• Kendini yaralama, kendine zarar vermek,
• Bedenine karşı öke duygusu (kendini kesme, yakma, et kopartma, tırnak yeme, kafaya ya da bedenin başka bölgelerine vurma, saç yolma-koparma…)
• Yeme bozuklukları,
• Depresyon, anksiyete,
• Travma sonrası stres bozukluğu,
• Takıntılar, panik bozukluklar, intihara yatkınlık ve cinsel işlev bozuklukları,
• HIV/AIDS ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar, istenmeyen gebelikler.

Yapılan çalışmalar; taciz ve tecavüz öyküsü olan ergenlerin büyük olasılıkla riskli cinsel davranışlarda bulunabilecekleri, cinsel tacize ve sömürüye daha açık hale geldikleri, istenmeyen gebeliklerin ve hastalıkların daha sıklıkla görüldüğünü ortaya koyuyor.

Ailelerin ve toplumun olayın üstünü örtmeye çalışmaları, olayı yok saymaları ya da çocuğu suçlamaları ergenin içindeki yaranın iyice derinleşmesine yol açar.

Cinsel istismara, taciz ve tecavüze uğramış bir ergenin; aile desteğine, aile tarafından koşulsuz kabulüne, adalet sistemleri tarafından desteklenmeye, etkin psikolojik destek almaya, bol bol sevgi ve şefkate ihtiyacı vardır. Bedenleri biraz büyümüş olsa bile ruhlarının henüz çocuk olduğunu hep aklımızda tutmalıyız.

Yazacak, anlatacak çok şey var bu konuyla ilgili, aileler neler yapmalı, çocukları nasıl yetiştirmeli, çocuklara hayır demeyi nasıl öğretebiliriz, bedeni korumak ne demek?…

Haftaya da onlardan bahsederiz…

“Dünya da şefkat, merhamet ve adalet duygusu çoğaldıkça, yoğunlaştıkça, taciz, tecavüz, ensest azalır” diyor içim…
Birkaç dakikalığına gözlerimi kapatırken, şefkat, merhamet ve adalet değerlerini hissediyorum içimde…Pembe, mavi, beyaz renkleri olan melek kanatları gibiler…Her kanat çırpışta çoğalıyor, her kanat vuruşta artıyorlar… Ve yavaşça çevremdeki herkese, hayal edebildiğim, tanıdığım, tanımadığım tüm insanlara gönderiyorum kanatları… Çoğaldıkça çoğalsın diye…
Sizin kanatlarınız ne renk, merak ediyorum…
Psikolojik Danışman-Cinsel Terapist Dolunay Kadıoğlu
Erickson Koçu
dk@dolunaykadioglu.com
02.11.2011