terör

Terör travması

Terör travması 150 150 dolunay

İnsan hayatını, ruh sağlığını derinden etkileyen, yaşandıktan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı, kişinin kendi kontrölü dışında yaşamak zorunda kaldığı olaylara travma diyebiliriz. Depremler, maddi manevi kayıplar, tecavüzler, ensest, zamansız kayıplar, kazalar, işkenceler ve terör, en büyük ve derin travma deneyimleri arasındadır.

Son yıllarda ülkemizde son bulmayan terör olayları ülkede yaşayan pek çok vatandaşın ruh ve beden bütünlüğünü tehdit etmektedir. İnsanın beden ve ruh bütünlüğüne gelebilecek darbeler hele ki aniden ve teröre bağlıysa, terör olaylarını birebir yaşadıysanız, sevdiklerinizi teröre kurban verdiyseniz travmanın derinliği artar. Birebir yaşamasanız bile terörün yoğun yaşandığı ülkelerde yaşamak, her an kendi başına, sevdiklerinin başına bir şeyin gelebileceğini düşünmek, hep temkinli olmaya çalışmak, ruh sağlığında ciddi hasarlara yol açar. Kaygı bozuklukları, anksiyete, depresyon, uyku bozuklukları vb. Yaşadığın ülkenin vatandaşı olarak, canlı bombaların kurbanı olabileceğini düşünmek bile ciddi kaygı yaratır. Silahlı çatışmalara maruz kalmak, evini barkını, sevdiklerini, uzvunu kaybetmek ise telafisi çok zor hasarlar, izler bırakır.

Bu tür travmatik bir yaşam deneyiminden sonra kişilerin şok yaşaması, sonrasındaki isyanları, kabul edememesi, inkarları ve acı, doğal duygu ve tepki geçişleridir. Doğal olmayan terörün varlığıdır. Her insan güven içinde temel ihtiyaçlarını karşılayarak yaşamayı hakeder. Vatandaşı olduğu ülkenin bu ihtiyaçlarını karşılaması da temel insanlık haklarındandır.

Hayatta kalmak insanın en önemli, en temel ihtiyaçlarından biridir. Güvende olmak, yaşadığın ülkeye güvenmek, hayatının güvende olması ruh sağlığı açısından olmazsa olmazdır. Terör riski ve yaşantısı bu güvenlik alanına zarar verir. Kişinin kendi kontrolünde olmadan savunmasız bir şekilde kurban olma ihtimali, yaşanılan ana ve geleceğe olan inancını ve beklentisini azaltırken, umutsuzluğunu artırır.

Terörü yaşayan ya da yakını kaybeden vb. süreçlerde hissedilen duyguları dışarı çıkarmak, acıyı akıtmak, yası tutmak ve azalmasına izin vermek sağlıklıdır. Yaşanılan travmalarla hele ki terörle baş etmek kolay değildir ancak bilinmelidir ki travma yaşantısından belli bir süre sonra bu konu hakkında özellikle travma çalışan uzmanlarda psikolojik destek almak bu dönemin kalıcı izlerini azaltacaktır. Biliriz ki bazı acılar tarifsizdir, tahammülü zordur, akıl sağlığını zorlar ve yine biliriz ki acıları paylaşmak onların azalmasına, tedavisine yardım eder.

Terör olaylarında yakınlarını kaybedenlere sabır, yaşayanlara şifa, ülkemiz ve dünya insanları için barışın yaşanır olmasını diliyorum.

Ankara

Ankara 150 150 dolunay

Yazmanın zorlaştığı ‘An’lardan biri daha yaşandı dün Ankara’da, kapkara bir AN daha…

Duyguların donduğu, hayata dair önemli kabul edilen her şeyin bir anda çöküverdiği bir an daha…

Onlarca can bir saniyede bomba yüklü bir aracın patlamasıyla uçup gitti aramızdan. Hayatlarında pek çok şey yarım kalarak, arkalarında pek çok eksikli insan ve hikaye bırakarak bir anda gittiler.

Ne çok yaşar olduk bu AN’ları… Ne çok anar ve anlar olduk ülkedeki huzur ve güven ortamının kıymetini!

Korkar oldum bir dostumu, sevdiğimi, bu nedenle kaybetmekten…

Korkar oldum yolda yürürken yanımdakinden, araba kullanırken trafikteki arabalardan, bir otobüsün içinde birden can vermekten.

Korkar oldum şiddeti ve terörü normalleştirmekten. Her gün ülkemde onlarca insan ölmeye devam ediyorken ben ölenleri, kurbanları, sadece sayı olarak hatırlamaktan korkar oldum.

Korkar oldum ‘Bugün bir kişi ölmüş iyi, sayı az’ demekten, o kişinin arkasında bıraktıkları için dünyanın bittiğini unutmaktan, ölümleri sıradanlaştırmaktan korkar oldum.

Korkar oldum ülkemde yaşamaktan…

Daha sık hatırlatır oldum kendime; bu tür kaos anlarında sakin kalmanın, acıyı yaşamanın, dua etmenin ve dengede kalmaya çalışmanın ne kadar önemli olduğunu…

Ve terör, şiddet ölümlerinin normal olamadığı, doğal olmadığını, İNSAN’a yakışmadığını…

Bu tür anlardan sonra TV’lerden yapılan açıklamalar saçma ve anlamsız geliyor bana. “Şiddetle lanetliyoruz, hesap soracağız” vb…

Şiddet şiddetle biter mi kan kanla temizlenir mi diye haykırmak ve sormak istiyorum! “Neyin hesabını soracağız?” diye sormak istiyorum.

Canlar gittikten sonra ne hesabı? Vicdanlar neden kör, kalpler neden sağır? Ne için olmuştu tüm bunlar? Bu olaylar başlamadan önce ne yapıyorduk?

Benim sormak istediğim başka hesaplar var bir türlü hesaplayamadığım; terörden etkilenen, terörde yaralanan, yakınlarını kaybeden, bu acıyı yüreğinde hisseden ülkemiz insanlarının acılarını nasıl dindireceğiz? Terörü uzun yıllardır yaşayan, yaşamaya devam eden bu ülkenin insanlarının travmalarını nasıl tedavi edeceğiz?

Tek cevap geliyor gönlümden; severek, şefkatle… Severek, kapsayarak, birbirimizi kucaklayarak, acımızı birlikte yaşayarak yok saymadan… Nefret dili değil SEVGİ dili kullanarak.

Korkunun tek panzehiri UMUT’tur, SEVGİ’dir, ŞEFKAT’tir diyor gönlüm…

Umudumu hep koruyacağım huzurdan ve barıştan yana… Dualarım bunun için…

Başka türlüsünü düşünemem bile.

Zor anlar da çok acı çeksem de, çok kızsam da bir tarafım hep ‘yaşadığın bu zor günlere şefkatli ol, UMUT ET, SEV…’ diyor. Çünkü kalbim biliyor ki sadece sevgi, merhamet ve şefkat bu yarayı sarabilir ve umudumu koruyabilir.

Sabırla, şefkatle ve umutla….

Allah rahmet eylesin tüm terör kurbanlarına ve yakınlarına ve hepimize Allah sabır versin..