stres

Stresin cinsel hayata etkileri

Stresin cinsel hayata etkileri 150 150 dolunay

Son yılların en büyük sağlık sorunların stres kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz. Hayatın içindeki kronikleşen stres uzun vadede pek çok psikosomatik ve fiziksel hastalığa davetiye çıkarır. Cinsel istek azlığında, cinsel performans sorunları, erken boşalma vb.. stresin cinsel hayattaki etkilerinden sayılabilir.

Kronik stres cinsel istekte azalmaya neden olur

Stres anında vücudun kimyasal dengesi bozulur ve pek çok stres hormonu tetiklenir. En temel stres hormonu kortizoldur. Kızgınlık, korku, gerginlikler, öfke, saldırganlıklar, kaygı, üzülme, panik, umutsuzluk, depresyon, tükenmişlik , vb duygulanımlarda başta kortizol olmak üzere, adrenalin, noradrenalin yükselir, DHEA düşer. DHEA gençlik hormonu olarak da bilinir ve stresin azalmasında, cinsel istek ve üreme üzerinde etkili bir hormondur. Östrojen ve testesteron seviyeleri normal olsa bile kortizol yüksek salınıyorsa yani kronik stres yoğun yaşanıyorsa cinsel istekte düşme görülebilir.

Stres arttıkça cinsel istek ve performans azalır

Yetişmesi gereken işler, maddi sorunlar, terör, kaygı bozuklukları, geçmişte olanları ya da gelecekte olacakları düşünerek yaşamak, düşüncelerin olumsuz olması vb. gibi stresi artıran etkenlerdir. Stres artıkça cinsel istek ve cinsel performansın azaldığı gözlemlenir.

Cinsellikte yaşadığımız olumsuzluklar da stresi tetikliyor

Stres altında yaşanılan cinsel deneyimlerde oluşabilecek tesadüfi başarısızlıklarda yeni bir stres alanında oluşabilir; yine olmazsa, yine erken boşalırsam, isteğim hiç mi gelmeyecek vb. gibi. Yani hayatın içinde yaşadıklarımıza yüklediğimiz anlamlar, yorumlar stresi oluştururken aynı zamanda cinsellikte yaşadığımız hayal kırıklıkları ve olumsuzluklarda stresi tetiklemektedir.

Stresle dost olmak 

Stres hayatımızın bir parçası olduysa onunla dost olmak, farkındalıklı yönetebilmeyi öğrenmek ve kullanmak, beden ve ruh sağlığı ve cinsel sağlık için önemlidir.

Stresle dost olmanın en etkin yolu; farkındalıktır. Stres altındayken bedeninde olan değişimleri bilmek ve nasıl dengeleyeceğini öğrenmek önemlidir.

Stresi nasıl dengeleriz?

Mutluluk, neşe, sevgi, değer verme, takdir, hoşgörü, şefkat, dinginlik, kabul, affetmek, olaylara bakış açısını değiştirmek, doğru nefes… Tüm bunlar DHEA’yı yükseltir, kortizolü düşürür, yani stresi dengeler.

Siz de stres oluşturan bir olay ya da durumla karşı karşıya kaldığınızda, durun ve düşünün; bu olayda neler benim kontrolüm altında neler değil? Kontrol altına alabildiğiniz faktörler olacağı gibi kontrol dışı faktörler de olacaktır. Kontrol dışı faktörleri kabul etmek stresi azaltır.

Stresi azaltmanın yolları

  • Nefes en güzel ve sağlıklı stres kontrol yoludur. Stres anlarında nefesin ellerinden tutun. Dörde kadar sayarak burundan aldığınız nefesi 6 ya da 8′ e kadar sayarak burnunuzdan bırakın ve bunu en az 3 ile 5 dakika boyunca yapmaya çalışın. Daha uzun yaparsanız daha iyi.
  • Günde en az 20 dakika beden egzersizi yapın.
  • Yasadışı hiçbir maddeyi kullanmayın.
  • Alkolü sosyal içici olarak kullanın.
  • Farkındalıklı beslenin.
  • Sosyal ilişkilerinize, arkadaşlıklarınıza önem verin.

Stresi kontrol edebildiğiniz kadar beden ve ruh sağlığınızı ve cinsel sağlığınızı da kontrol edebilirsiniz.

Hoş geldin bahar

Hoş geldin bahar 150 150 dolunay

Çok yoğun ve bol kar yağışlı bir kış geçirdik. Kış, kış gibi geçti yani. Kar hiç bitmeyecek zannettik. Kışın ilk aylarında bize huzur veren beyaz, 3-4 ay sonra sıkıntı vermeye başladı ve “Ne zaman gidecek bu kar, ne zaman gelecek bahar?” diye sorar olduk.

Baharın ilk belirtilerini gördüğümüz bu günlerde ise içimiz kıpır kıpır olmaya başladı. Güneş tam yüzünü göstermese bile, nisan yağmurları yağsa bile içimizde yeni umutlar, hisler yeşermeye başladı. Baharla birlikte doğdaki yenilenme, tazelenme izlemeye değerdir doğrusu.

Tüm kış kupkuru olan meyve ağaçlarının dallarında patlamaya hazırlanan yaprakların, çiçeklerin tomurcukları, bebeğini kucağına almaya hazılanan ve o günü iple çeken anne adaylarına benzer; sabırsız, heyecanlı, kıpır kıpır, meraklı…

Bahar her zaman olumlu duygularla gelmez aslında! Bahar yorgunluğu ve bazen de depresif haller çok sık görülen durumlardır. Mart sonu Nisan başı ve belki de tüm ay boyunca süren garip bir yorgunluktur, insanı deli eden. Yataktan çıkmak istemezsiniz, iş motivasyonunuz düşer, sinirli ve gergin olursunuz, stres artar. Bedeninizle ilgili en çok söylediğiniz cümleler “Sanki üstümden tır geçti ya da dayak yemiş gibiyim” veya “Kafam kazan gibi”dir. Bu şikayetlerimizi duyan dostlarımız “Enerjilerdendir, takma, göz vardır üstünde” der bazen, güleriz…

Tüm bu değişimlerin nedeni, yeni gelen mevsime bedeninizin ve ruhunuzun uyumlamaya çalışmasından başka bir şey değildir aslında. Kışa ve yaza girerken bu tür uyumlanma süreçlerini çoğunlukla hepimiz yaşarız.

Bahar her ne kadar içimizi kıpır kıpır yapsa da, güneşin o gül yüzünü yeni yeni gösterdiği, yağmurların hakim olduğu bu günler bedenimiz ve ruhumuz için biracık zor geçer. Bedenimiz bahara ait havanın içindeki iyonlara yavaş yavaş uyumlanır. Kışın isli puslu havasına alışan insan bedeni bu kez de bol bol temiz havaya alışmaya çalışır.

Bu geçişi kolaylaştırmak için yapılanacak şeyler çok açık aslında,

Beslenmemize dikkat etmek ve detoks yapmak için uygun bir dönem, vücudumuzdaki tüm biriken toksinleri atarak yenilenebiliriz. Daha hafif beslenebiliriz, kafein içeren içecekleri azaltabilir, alkol ve sigaradan uzak durabiliriz. Tabii ki egzersiz ve spor bu önerilerde olmazsa olmazlardan. Kapalı spor alanlarından çıkıp kendimizi doğaya bırakmanın tam zamanı. Doğadaki uyanışı, yenilenişi izledikçe kişi kendine dönüyor ve sormadan edemiyor: “Geçtiğimiz kışı nasıl geçirdim, olumlu neler yaptım, olumsuz deneyimlerden neler öğrendim? Önümüzdeki dönemden beklentilerim, hayallerim ve planlarım neler? Koca bir kış daha geçti. Neler kazandım bu kıştan? Ağzımda hangi lezzetler kaldı?…”

Bu niyetle bu sabah mahallede yürüdüm biraz. Baharın gelişini tüm hücrelerimde hissettim. Ankara’da yağmur vardı… Çok güzel bir Nisan yağmuru… Tertemiz havayı çiğerlerime çektim. Başımı, saçlarımı, ellerimi, parmaklarımı, ayaklarımı hissettim yağmurun altında…Yüzüme düşen yağmur damlalarını hissettim, seslerini duydum…Yeni Türkü’nün şarkısı kulaklarıma geldi. Eşlik etti bana bu yürüyüşte… Ve sizler de dizeleri okuduğunuzda şarkıyı duyarsınız kulaklarınızda…

Küçüçük bir bakışın, çözer beni kolayca
Kenetlenmiş parmaklar gibi sımsıkı kapanmış olsa…
Yaprak yaprak açtırırsın, ilk yaz nasıl açtırırsa,
İlk gülünü gizemli, hünerli bir dokunuşla…

Hiç kimkesin yağmurun bile böyle küçük elleri yoktur,
Bütün güllerden derin bir sesi var gözlerinin…

İçimde dingin bir çoşku, yüzümde keyifli bir gülümsemeyle “Merhaba, hoş geldin” dedim İlkbahar’a,

Hoş geldin!

Stresi Kim Yönetir?

Stresi Kim Yönetir? 150 150 dolunay

Stres; insanın dengesini bozan ya da dengesini tehdit eden her türlü etkenin bilişsel, duygusal, bedensel ve davranışsal etkilerinin bütünü olarak tanımlanabilir.

Günümüz dünyasında en çok konuşulan ve yaşanan sorunlarından biridir. Çoğu zaman pek çok hastalığın nedeni olarak gösterilir. Sanki stres bizim dışımızdadır, kontrol edemediğimiz, gönderemediğimiz bir varlık gibidir. Ona karşı çaresiz hissederiz kendimizi. Oysaki en çok bizi strese sokan durumları ve kendimizi tanıdıkça stres yönetiminin nasıl olacağını öğrendikçe hayat daha da kolaylaşır.

Hayatımızın her alanında stres vardır. Hayatta kalmak için belli bir doz strese vücudumuz ihtiyaç duyar. Buna olumlu stres denir ve iş/okul/ilişki başarısını olumlu etkilediği bilinmektedir. Motive olabilmek ve konsantrasyonu arttırmak için olumlu stres işe yarar.
Fizyolojik, psikolojik, zihinsel, sosyal sorunlara yol açan ise olumsuz stresdir.

Strese Neler Yol Açar?

Dış etkenler; İş hayatı, yaşamdaki ani değişimler, ilişkilerdeki sorunlar, finansal sorunlar, trafik, aşırı meşguliyet, aile ve çocuklar ve tabii ki maddi sorunlar.
İçsel etkenler; karamsarlık, gerçek dışı beklentiler, mükemmeliyetçi kişilik yapısı, negatif iç sesler ve karasızlık.

Fiziksel Belirtiler

Baş ağrısı, uyku sorunları (az ya da çok uyumak), eklem ağrıları, diş gıcırdatmak, çene sıkmak, uykuda sayıklamak, cinsel yaşamda sorunlar, kabızlık, ishal, deride döküntü, tansiyon, aşırı yemek ya da yememek, yorgunluk, mide hastalıkları, saç dökülmeleri, kanser, alerjiler ve daha pek çok hastalık.

Duygusal Belirtiler

Aşağıdaki belirtiler sizde de varsa bir psikolojik danışmandan yardım almanız önerilir.
Kaygı ve endişe, depresyon, ruhsal durumdaki dengesizlikler, gerginlik, isteksizlik, özgüvende azalma, kırılganlık, öfke patlamaları, saldırganlık, tükenmişlik hissi.

Zihinsel Belirtiler

Konsantrasyon güçlüğü, kararsızlık, unutkanlık, zihin bulanıklığı, hafıza zayıflığı, mizah anlayışı kaybı, sık hata yapmak, iş verimsizliği, sabit fikirler, kıyaslama yapamama.

Sosyal Belirtiler

İnsanlara güvensizlik, başkalarını suçlamak, randevulara gitmemek ve kısa süre kala iptal etmek, savunucu olmak, insan ilişkilerinde sorunlar yaşamak,
Yukarıdaki belirtilerden sizde ne kadar varsa stres düzeyiniz o kadar yüksektir.

Stresle Baş Etmenin Yolları

Stresle baş etmenin en etkin yolu nefes almayı öğrenmek ve nefes egzersizleri yapmaktır. Çoğu insan stres altındayken nefes almayı unutur ve bedenine büyük zarar verir. Oysaki nefes vücudumuzun ve ruhumuzun en temel ihtiyacıdır. Gevşeme egzersizleri, yoga, meditasyon ve spor yapmak en etkili yollardandır. İş yerinde, masa başında bile günde birkaç kez nefes ve vücut egzersizleri yapılabilir.

– Dengeli beslenin ve yeterince uyuyun.
– Alkol ve sigaradan uzak durun.
– Gerektiğinde yardım istemeyi ve hayır demeyi öğrenin.
– Keyif aldığınız uğraşlarınızı yapmak için kendinize zaman ayırın.
– Stres yaratan olay ve duruma karşı düşünce ve inanç şeklimizi değiştirmemiz yeni bakış açıları kazanmamız, duygularımız üzerinde olumlu etki yapacaktır. Düşünce değişince duygu, duygu değişince davranış değişir.

Zaman kontrolünü öğrenmek, iletişim becerilerini geliştirmek, olaylara gülümsemeyi öğrenmek ve mizah duygunuzu geliştirmek, gerektiğinde uzmanlardan yardım almak, dostlarınızla paylaşmak, konuşmak, çözüme odaklanmak, davranışlarımız üzerinde olumlu etki yapacaktır.
Siz değişirseniz HER ŞEY değişir!

Çok sevdiğim bir sözü paylaşmak istiyorum sizlerle.

Melekler uçarlar, çünkü her şeyi hafife alırlar…

Psikolojik Danışman-Cinsel Terapist Dolunay Kadıoğlu
Erickson Koçu
dk@dolunaykadioglu.com
31.08.2011