eşcinsel

Cinsel kimlik karmaşası

Cinsel kimlik karmaşası 150 150 dolunay

Ergenlik döneminde çocuğu olan anne babaların ve ergenlerin kafalarını en çok kurcalayan konulardan bir de cinsel kimlik konusudur. Cinsel yönelimin oldukça görünür ve yaşanır olduğu ergenlik döneminde aynı cinsiyetten hoşlanmak kafa karıştırıcı olabilmektedir. Eşcinsel olma ihtimali anne babaları gerebilirken, ergenin ergenlik sürecinin de daha da zorlanmasına neden olmaktadır.

Cinsel yönelim, kişinin cinsel ve duygusal olarak çekim duyduğu cinsiyete göre tanımlanan bir özelliktir. Bireylerin kendi cinsiyetinden birine ilgi duyması veya karşı cinsiyetten birine ilgi duyması cinsel yönelim olarak tanımlanabilir. Ergenlik de bu yönelim belirginleşir ancak kesinleşmez.

Ergenlik insan hayatının en zor büyüme evresidir

Bedensel ve ruhsal olarak bu kadar hızlı ve değişken bir dönem insan hayatının başka hiçbir evresinde yoktur. Ergenlik sürecinde kendini aramak, büyümek ne kadar doğalsa cinsel kimlik konusunda da arayışta ve denemede olmak o kadar doğaldır. Cinsel kimliğin arandığı ve denediği evrede ergen, dönem dönem biseksüel (hem erkek hem de kadından hoşlanma) yönelimler gösterirken dönem dönem homoseksüel (kendi cinsiyetinden hoşlanma) gösterebilir. Bu ergen için kafa ve ruhsal karışıklığa neden olmakta ve neden böyle olduğunu anlamakta zorlanabilmektedir. Ayrıca yaşadığı süreci paylaşmak en temel ihtiyacıdır. Anlayışlı anne ve baba kendini arayan ergen için büyük şansken tam tersi anne baba modeli ergenin ruhsal olarak zorlayabilmektedir.

 

Bir insan eşcinsel ya da biseksüel olmaya karar verip de eşcinsel olmaz

Cinsel yönelimin neye göre oluştuğu tam olarak bilinmemektedir. Genel olarak kabul gören açıklamalar, karmaşık bir genetik zemin üzerinde çevresel etkenlerin rol oynadığından bahseder. Bir erkek neden bir kadından hoşlanır, sorusunun yanıtı bilinmediği gibi diğer cinsel yönelimlerinde nasıl oluştuğu bilinmemektedir. Yani insanların heteroseksüel mi, biseksüel mi ya da homoseksüel olarak doğup doğmadıkları bilinmemektedir. Fakat bilinen, kişilerin heteroseksüellik ya da diğer yönelimler arasında bir tercih yapmadıkları/ yapamadıklarıdır. Yani kişi heteroseksüel olmak istediği için heteroseksüel olmadığı gibi eşcinsel ya da biseksüel olmaya karar verip de eşcinsel olmaz. Cinsel yönelimi değiştirmeye yönelik girişimler bu nedenle başarısızlıkla sonuçlanmıştır; bir eşcinselin heteroseksüele dönmesi ile bir heteroseksüelin eşcinsele dönmesi arasında imkansızlık açısından fark yoktur.

Ergenlik döneminde cinsel kimlik karmaşasını yaşayan ergenler ve anne babalara kısaca şu söylenebilir:

  • Ergenlikte cinsel yönelime ait çelişkiler ve karmaşık hissetmek homoseksüel olunduğu anlamına gelmez. Ergenlik döneminde cinsel kimlikle ilgili karar verilmemektedir. Ergenlik arayış dönemidir.
  • Çocuğunuzu sadece çocuğunuz olduğu için kabul etmek ve sevmek bu dönemde size ve ona iyi gelecektir. Kendini aradığı dönemde aşırı baskı ya da hastaymış ve tedavi olmalıymış gibi davranmak onu da sizleri de çok zorlar.
  • Cinsel kimliğini aradığı ve deneyimlediği bu dönemde ona destek olacak bir uzman, sorgulamalarını sağlıklı yapması ve kendini kabulü konusunda çok anlamlı olacaktır.

Anne baba olarak bu süreçte sizler de toplumsal ön kabullerden, baskılardan dolayı zorlanırsanız psikolojik destek alma konusunda lütfen rahat olun.

Fantaziler

Fantaziler 150 150 dolunay

Günümüzde insan cinselliği konusunda önemli gelişmeler var. Bununla birlikte az sayıda insan cinsellik hakkında doğru ve yeterli bilgiye sahip. Cinsellik, insanların hemen tümünde farklı duygu ve algılara yol açar. Bazı insanlarda aşkı, sevgiyi, yakınlığı, keyif ve hazzı bazı insanlarda ise başarısızlığı, acıyı, nefreti, kaçınmayı hatırlatır.
Kişinin, cinsellikle ilgili doğru olduğunu düşündüğü, çoğu zaman abartılı, yanlı ve bilimsel değeri bulunmayan inanç ve yargılar cinsel mitler olarak tanımlanmaktadır. Cinsel mitler toplumda yaygın olarak kabul görmekte, kişide “gerçek” erkeğin ya da kadının nasıl düşünmesi ve davranması gerektiğiyle ilgili bir kalıp oluşturmaktadır. Cinsel yaşamda yaşanan sorunların çoğunlukla temelinde bu yanlış bilgi ve inançlar yani cinsel mitler yatar.
Cinsel mitlerden en kafa karıştırıcı olanlardan biri fantaziyle ilgili olanıdır. “Sevişme esnasında fantezi kurmak yanlıştır, Fantezileri olan erkekler eşcinsel olmaya eğilimlidirler” cinsel miti eşler ve kişiler arasında tartışmalara neden olmaktadır.

Eşcinsellik konusu apayrı bir konu ama diyebilirim ki erkeklerin en büyük gizli korkusu ve aslında bu korku nedeniyle her farklı davranışı eşcinsellikle birleştirip ayıplamayı yasaklamayı bir şey zannetmişiz. Ne yazık!

İnsanların kendilerini rahat hissettikleri cinsel davranış biçimleri birbirinden çok farklı olduğu gibi fantazileride bir diğerinden farklı olabilir. Bu durumda cinsel anlamda neyin normal neyin anormal olduğunu nasıl söyleyeceğiz, normali ya da anormali nasıl saptayacağız? Kriterlerimiz ne olacak? ‘Normallik’ kültür ve toplum tarafından empoze edilen bir kavram ve toplumdan topluma dönemden döneme değişebiliyor. Yani değişebilen bir kavram. Neye, kime hangi döneme göre normal ?

Bu konuda sorulacak en temel sorular bence şudur: Yapılan keyifli bir eylem mi? Bundan birlikte keyif alıyorlar mı? Birbirlerinin kişisel özgürlüğüne saygı duyuyorlar mı?

Kişinin aklından geçenler sevişme konsantrasyonunu bozmuyorsa, paylaşılmak istenilen fantezi cinsel eşe de çekici geliyorsa ve onaylanıyorsa bir sorun yoktur. Ancak bir kişinin kurduğu fantaziye diğeri istemeye istemeye eşlik ediyorsa ve zorlanıyorsa burada bir sorun vardır. Yani cinsellik esnasında kullanılacak fantaziyi, normalleri ve anormalleri çiftler belirler. Çift tarafından uygun görülen her fantezi kullanılabilir.
İki yetişkin bireyin kendi özgür iradeleriyle kurduğu ve yaşattığı fantazilere kimsenin söyleyecek sözü olmasa gerek diye düşünüyorum. Söyleyecek sözü olan varsa da Allah’tan henüz beynimizden geçen düşünceleri görebilen bir sistem yok, yani hala özgür sayılırız…

Psikolojik Danışman-Cinsel Terapist Dolunay Kadıoğlu
Erickson Koçu
dk@dolunaykadioglu.com
25.08.2011