cinsel sağlık

Cinsel sağlık eğitimi şart

Cinsel sağlık eğitimi şart 150 150 dolunay

Cinsellik sadece insan neslinin devamını sağlamaz, aynı zamanda insanlar varoluşlarından bu yana üreme, gelişimlerini sağlama, sevgiyi paylaşma, yaşamlarını zenginleştirmeyi de destekler. İnsan yaşamının doğal bir parçası olan cinsellik çoğunlukla sorunlarla, tabularla, yasak ve günah kavramıyla anılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü 1974 yılında “Cinsel sağlık”ın tanımını yaparak temel bir soruna çözüm üretilmesinde objektif bir kilometre taşı oluşturmuştur.

Cinsel sağlık “Cinsel bir varlık olarak insanın sadece bedensel değil, duygusal, düşünsel ve sosyal bütünlüğünü sağlayan, kişilik gelişimi, iletişim ve sevginin paylaşımını pozitif yönde zenginleştiren ve artıran sağlıklılık halidir” der.

Bu tanımın anlamı cinsel eğitimin önemini anlayabilmemiz için önemlidir:

  • Öncelikle cinsel sağlığın çok boyutlu olduğunu vurgular, yani sadece bedensel cinsellikten değil, cinselliğin ruhsal, sosyal boyutlarından haberdar eder.
  • İkinci olarak sağlıklı bir cinsel yaşam için insanların bedensel fonksiyonlarını bilmeleri gerektiğini ortaya koyar. Gerçek bilgi ve bunun getirdiği sorumluluk bilinci gerekir, cinsel sağlığı koruyabilmek için, cinselliği sağlıklı yaşayabilmek için katı kabuller, yanlış bilgiler yerine riskleri, olasılıkları açıklayan gerçek bilgi ve sorumluluk… Bilgi, insanın vücudunu ve yaşamını kontrol edebilmesinin anahtarıdır ve insan ancak bu sayede sorumluluk içinde davranabilir.
  • Üçüncüsü, kişilik gelişimi, iletişim ve sevginin paylaşımındaki önemini vurgulayarak “cinsel sağlık” kavramının pozitif bir kavram olduğunun altını çizer. Başka bir deyişle cinsellik entelektüel bir olgu olarak kişilere sorumluluk yükler (istenmeyen gebeliklerden ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar ve HIV/AIDS den korunmak için) beden fizyolojisi hakkında bilgi gereksinimi getirir. Bu sorgulama, bilgi düzeyinin artışı ve sonuçta bireysel ve toplumsal gelişim demektir.
  • Sonuç olarak bu tanımlamadan yola çıkarak “cinsel sağlık” kavramı insanlara nasıl davranmaları gerektiğini kesin kurallar ve reçetelerle anlatmaz ancak onlara cinselliği kişisel, sosyal, kültürel ve dini inançları ve gelişimleri içinde pozitif olarak yaşamaları gerekliliğinin anahtarını verir.

Yukarıda tanımlanan Cinsel Sağlıklılık halinin yaşanır olması için etkin bir cinsel sağlık eğitiminin bireylere ailede ve okulda verilmesi gerekmektedir. Çünkü doğumla başlayan insan olma yolcuğunda bize ne verilirse onu öğrenir ve tepki veririz. Cinsel konularda bilimsel bilgi verilmeden sadece yasak ve korkularla cinselliği engellemek mümkün değildir engellense bile cinsel istismarlar, taciz, tecavüzler, cinsel sorunlar, kişilikle ilgili sorunlar…vb kendini gösterir. ,cisnel istismar,tecavüz

Cinsel sağlık eğitimi doğumla başlamalı ve her yaşa uygun olarak yaşam boyu devam etmelidir.

Cinsel sağlık bilgileri eğitiminin amacı, insanların cinselliğin olumlu yönlerini tanımalarına, cinsel sağlıklarını korumak için bilgi ve becerilerle donatılmalarına ve cinsel konularda seçim yapabilme becerileri edinimlerine yardımcı olmaktır. Cinsel Sağlık Bilgileri Eğitimi sadece üremeyi kapsamaz. Bu eğitimin amacı erken yaş gebeliklerini, doğumlarını, kürtajı, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonları, HIV/AIDS’i önlemek, gençlere doğru ve yanlış, sağlık ve hastalık arasında seçim yapma becerileri kazandırmak, sorumlu cinsel davranışların, ilişkilerin güzelliklerini, sevgiyi ve saygıyı ve hakları öğretmektir. (European Parlement, 2013).

Cinsellik ve cinsel sağlıkla ilgili eğitim ailede başlayan ve okulda desteklenen bir süreci içerir. Yurt dışındaki başarılı örneklerde, örneğin Finlandiya, Hollanda; 4 yaşında başlayan okul öncesi programlarında kendini tanıma, yakın ilişkileri anlama ve kendini ifade edebilme ve koruma üzerinde başlar ve gelişimsel yaş dönemlerine ve ihtiyaçlarına uygun bir şekilde bir müfredat takip edilir. Bu eğitimlerin en önemli unsurları ebeveyn eğitimleri ve onların bu sürece dahil edilmesidir. Çocuğun okul eğitimi başlamadan önceki dönemde ailenin farkındalığı ve süreci nasıl ele alındığında büyük önem taşımaktadır.

Cinsel istismarın, taciz, tecavüz, gibi insanlığa yakışmayan suçların yaşanmaması için erken dönemde başlayacak cinsel sağlık eğitimlerin önemi tartışılmazdır.

Kendisiyle barışık, sağlıklı nesiller için kapsamlı bir cinsel sağlık eğitimi ŞARTTIR!

Her Şey Bir Elma İle Başladı!

Her Şey Bir Elma İle Başladı! 150 150 dolunay

Adem ve Havva’dan bu güne yasak, ayıp, günah olarak algılanmış ve toplumun en ağır tabularından biri olarak kabul edilmiş olan cinsellik, doğumdan ölüme kadar, hayatın hemen her basamağında varolan, fizyolojik, psikolojik ve toplumsal bir gerçekliktir.
Ne olmuş da ayıp, günah ve yasak kavramları altında ezilmiş ve gerçek anlamından bambaşka yerlere sapmış?
Kültürden kültüre, ülkeden ülkeye cinselliğe yüklenen anlamların değiştiğini görüyoruz. Bazı ülkelerde bakire olmadığı anlaşılan bir kızın hayatına son verilebilirken bazı ülkelerde ise 16-17 yaşından sonra bekaretin ortadan kalkması törenlerle kutlanan bir olay olabilmektedir.
Aslında cinsellik herkes için eşit ve doğal bir yaşantıyken, kültürel ve bireysel farklılıkların inanç ve değerleri değiştirdiği görülmektedir.
Cinsellikle ilgili sıkıntılı duygular yaşamamız, utanılacak bir durummuş gibi algılamamızın temel nedeni; doğduğumuz andan itibaren ailemiz ve yaşadığımız toplum tarafından bilinç altımıza kaydedilen cinsellikle ilgili yanlış bilgiler, korkular, abartılı söylenceler, günahlar ve yasaklardır.
İletişimdeki sorunların kökeni çok eskiye dayanır ve bulaşıcıdır. Cinsellikten konuşurken rahatsız olan bir kişi bu durumu karşısındakine de yansıtır. Bunun tam tersi de doğrudur, yani sizin rahatlığınız karşınızdakine ulaşır ve istenilen iletişim şekli budur.
Cinselliği konuşmayı reddetmek, yok saymak, cinsellikle ilgili bilgilerdeki yetersizlik, önyargılar, cinsellikten konuşurken kelime seçmek, ses tonunu ve yüzünün ifadesini değiştirmek, kızarmak etkili iletişim kurmayı güçleştiren unsurlardır. Bu durumun oluşmasının ana nedeni ise cinsellikle ilgili konuşmanın normal olmadığı düşünce ve inancıdır.
Cinsellikle ilgili pek çok olay sorun odaklıdır, cinsellik dendiğinde bile çoğu bireyin aklına soruna ait düşünceler, yaşantılar, ayıplar ve yasaklar gelir. Cinselliğin normal olmadığı fikri de bu düşüncelerden kaynaklanır.
Cinsellik büyük bir sorun, tabu mu acaba? Tabu olduğuna inanıldığı sürece tabu olmaya devam edecektir. Toplumsal olguları oluşturan tek şey; onlara yüklediğimiz değer ve inançlardır.
Cinsellikte iletişim kurarken de mizahtan yardım alabiliriz. Cinselliği mizahla karıştırmak hepimizi rahatlatır ve daha rahat paylaşmamızı sağlar. Ancak mizahla karışmış cinsel konuşmalarda ve bilgilendirmelerde mizahın dozu önemlidir. Mizahı dengede ve yerinde kullanmak, bilgilendirme, iletişim ve güven sağlama sürecimize yardım ederken, dengenin bozulması iletişimin, saygının ve güvenin sarsılmasına neden olur.
Çoğu bireyin keyifle ve neşeyle okuduğu mizah dergilerinde fazlasıyla cinsel içerikli karikatür vardır. Ancak bunlardan hiç rahatsız duyulmaz, eve, ofise rahatlıkla alınır ve dergideki espiriler rahatlıkla paylaşılır. Ancak, dergilerdeki karikatürler gerçek insan kullanılarak canlandırıldığında adı çok sert bir şekilde değişir; Porno. Çok ince bir çizgi…
Cinsellikte doğru ve rahat iletişim kurabilmek için kişide cinsel gelişimin temel taşlarının yerine oturmuş olması gerekir. Bu da; kendi cinselliği ile barışık, benlik duygusu gelişmiş, empati kurabilen, sevgi temelli yetişmiş, dokunularak büyümüş, güvenmeyi öğrenmiş, toplumsal becerilerin nasıl gelişeceğini bilen, kendi duygularını tartabilen, güç kontrolü olan ve kendini, bedenini ve cinselliğini keşfetmeye izin veren bir birey demektir.
Üreme sağlığı ve cinsel sağlık konusunda doğru bilgilerimizi arttırdıkça, kendi cinselliğimizle barıştığımızda, cinsellikle ilgili iletişim kurmak çok daha kolay olacaktır. Ve bu bilgileri zamanında alan çocuklar, kendisini koruyabilen, haklarını bilen, dıştan gelen cinsel taciz tehditlerinde kendini koruyabilen bireyler olarak yetişirler ki aslında tüm anne babaların istediği de budur.
Cinsellikle ilgili yasakların hiçbir işe yaramadığı, tam tersine merak ve istek uyandırdığı bir gerçektir. Bireylerin kendi cinsellikleriyle barışık, huzurlu ve dengeli olabilmeleri kendilerini istenmeyen gebeliklerden, HIV/AIDS ve CYBH’lardan koruyabilmeleri için cinsel eğitiminin uygun yaşta ve şekilde verilmesi gerekmektedir.
Bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmenin en etkili yolu; ne istediğini bilen, “evet” ve “hayır” diyebilen, öz güven sahibi çocuklar yetiştirmekten geçer.