cinsel mitler

Mitlerin cinselliğe etkisi

Mitlerin cinselliğe etkisi 150 150 dolunay

MİT demek, bilgi olarak doğru zannettiğimiz ancak bilimsel olarak yalnış olan bilgiler demektir. Mitler hayata dair her alanda olabilir, evlilik, ilişkiler, yemek, sağlık, çocuk büyütme vb. cinsellikle ilgili mitler ise cinsel hayatı, cinsel mutluluk ve cinsel sağlığı etkiler. Çünkü yanlış bilgiler, inançlara, inançlar davranışlara, davranışlar alışkanlıkların yerleşmesine neden olur.

Örneğin; bir çift düşünelim. Kadın ‘cinsellik esnasında kadın pasif, erkek aktif olmalıdır’ mitine inanıyor olsun. Eşi ise tam tersini talep etse, eşine daha girişken daha talepkar olması gerektiğini söyleyip dursa, bazen de onun başlatmasını istese… .Bu çiftin cinsel hayatlarında yaşayabilecekleri sorunlar neler olabilir?

Her şeyden önce cinsel birlikteliklerinde, sevişmelerinde kadın kendi isteklerine, nelerden keyif aldığına dair farkındalığı daha az olacağından, bunları söylemekte, talep etmekte sorun yaşayacaktır. Kendi inandığı ve eşinin taleplari arasında sıkışıp kalacaktır. Cinsel haz karşılıklı keşfedilen, fark edilen, dokunmaların karşılıklı olunca hazzın tetiklendiği ve paylaşıldıkça da canlı kalan bir alan olmasına rağmen kadın bunu yapmakta zorlanacağı için eşini çok aşırı istekli olmakla ya da onun beklentilerini karşılayamadığı için kendini suçlama eğiliminde olacaktır.

Dokunuşlar karşılıklı olmayacağı için her iki taraf için de kısır döngüsel bir sürecin başlaması yani monotonluğun ve cinsel istek azlığın oluşması muhtemel olacaktır.

Senaryoyu değiştirirsek; erkek , ‘cinsellik sırasında kadın pasif olmalıdır, aktif kadın kolay yoldan çıkar vb . düşüncelere inanıyorsa bu çiftin cinsel yaşamları nasıl olur? Kadın dokunma, aktif olma eğilimde olsa bile sık sık engellenecek, sınırlanacak hatta bazen hakarete maruz kalabileceği için bir süre sonra pasifize olacaktır. Ve haz döngüsü kırıldığından cinsellik sadece tek taraflı hale gelerek bir süre sonra erkek içinde keyifsiz olacaktır.

Çok mu iç kararttım bilmiyorum ancak cinsel mitler, bilgisayara giren virüsler gibidir. Sistemi çalışmaz hale getirebilir.

Bir başka örnek; erkeğin penisindeki sertleşme kaybı eşini çekici bulmadığı anlamına gelir mitine inanan bir kadın bir süre sonra cinsel isteksizlikle ya da eşine bunu sık ima ederse de eşinin ereksiyonunda yaşadığı sorunun tekrarlanmasına ve derinleşmesine neden olabilir.

Oysaki ereksiyon kaybının pek çok nedene bağlı olabileceğini (stress, hastalıklar, tesadüf, bebek denemeleri vb), kişisel algılanaması gerektiğini bilse yaşanılan durum derinleşmeden, cinsel işlev bozukluğuna dönmeden geçilecektir.

Çiftler birbirini severek evlense bile cinsellikte uyumlanmak ve ortak bir dil oluşturmak zaman, emek ve bol bol sevgi gerektir.

Cinsellikle ilgili doğru bilgilere sahip olmak, iletişimi doğru kurabilmek, istekleri konuşabilmek, yaşanabilecek sorunları en az hasarla atlatmaya yardımcı olacaktır.

Fantaziler

Fantaziler 150 150 dolunay

Günümüzde insan cinselliği konusunda önemli gelişmeler var. Bununla birlikte az sayıda insan cinsellik hakkında doğru ve yeterli bilgiye sahip. Cinsellik, insanların hemen tümünde farklı duygu ve algılara yol açar. Bazı insanlarda aşkı, sevgiyi, yakınlığı, keyif ve hazzı bazı insanlarda ise başarısızlığı, acıyı, nefreti, kaçınmayı hatırlatır.
Kişinin, cinsellikle ilgili doğru olduğunu düşündüğü, çoğu zaman abartılı, yanlı ve bilimsel değeri bulunmayan inanç ve yargılar cinsel mitler olarak tanımlanmaktadır. Cinsel mitler toplumda yaygın olarak kabul görmekte, kişide “gerçek” erkeğin ya da kadının nasıl düşünmesi ve davranması gerektiğiyle ilgili bir kalıp oluşturmaktadır. Cinsel yaşamda yaşanan sorunların çoğunlukla temelinde bu yanlış bilgi ve inançlar yani cinsel mitler yatar.
Cinsel mitlerden en kafa karıştırıcı olanlardan biri fantaziyle ilgili olanıdır. “Sevişme esnasında fantezi kurmak yanlıştır, Fantezileri olan erkekler eşcinsel olmaya eğilimlidirler” cinsel miti eşler ve kişiler arasında tartışmalara neden olmaktadır.

Eşcinsellik konusu apayrı bir konu ama diyebilirim ki erkeklerin en büyük gizli korkusu ve aslında bu korku nedeniyle her farklı davranışı eşcinsellikle birleştirip ayıplamayı yasaklamayı bir şey zannetmişiz. Ne yazık!

İnsanların kendilerini rahat hissettikleri cinsel davranış biçimleri birbirinden çok farklı olduğu gibi fantazileride bir diğerinden farklı olabilir. Bu durumda cinsel anlamda neyin normal neyin anormal olduğunu nasıl söyleyeceğiz, normali ya da anormali nasıl saptayacağız? Kriterlerimiz ne olacak? ‘Normallik’ kültür ve toplum tarafından empoze edilen bir kavram ve toplumdan topluma dönemden döneme değişebiliyor. Yani değişebilen bir kavram. Neye, kime hangi döneme göre normal ?

Bu konuda sorulacak en temel sorular bence şudur: Yapılan keyifli bir eylem mi? Bundan birlikte keyif alıyorlar mı? Birbirlerinin kişisel özgürlüğüne saygı duyuyorlar mı?

Kişinin aklından geçenler sevişme konsantrasyonunu bozmuyorsa, paylaşılmak istenilen fantezi cinsel eşe de çekici geliyorsa ve onaylanıyorsa bir sorun yoktur. Ancak bir kişinin kurduğu fantaziye diğeri istemeye istemeye eşlik ediyorsa ve zorlanıyorsa burada bir sorun vardır. Yani cinsellik esnasında kullanılacak fantaziyi, normalleri ve anormalleri çiftler belirler. Çift tarafından uygun görülen her fantezi kullanılabilir.
İki yetişkin bireyin kendi özgür iradeleriyle kurduğu ve yaşattığı fantazilere kimsenin söyleyecek sözü olmasa gerek diye düşünüyorum. Söyleyecek sözü olan varsa da Allah’tan henüz beynimizden geçen düşünceleri görebilen bir sistem yok, yani hala özgür sayılırız…

Psikolojik Danışman-Cinsel Terapist Dolunay Kadıoğlu
Erickson Koçu
dk@dolunaykadioglu.com
25.08.2011