cinsel ilişki

Her Şey Bir Elma İle Başladı!

Her Şey Bir Elma İle Başladı! 150 150 dolunay

Adem ve Havva’dan bu güne yasak, ayıp, günah olarak algılanmış ve toplumun en ağır tabularından biri olarak kabul edilmiş olan cinsellik, doğumdan ölüme kadar, hayatın hemen her basamağında varolan, fizyolojik, psikolojik ve toplumsal bir gerçekliktir.
Ne olmuş da ayıp, günah ve yasak kavramları altında ezilmiş ve gerçek anlamından bambaşka yerlere sapmış?
Kültürden kültüre, ülkeden ülkeye cinselliğe yüklenen anlamların değiştiğini görüyoruz. Bazı ülkelerde bakire olmadığı anlaşılan bir kızın hayatına son verilebilirken bazı ülkelerde ise 16-17 yaşından sonra bekaretin ortadan kalkması törenlerle kutlanan bir olay olabilmektedir.
Aslında cinsellik herkes için eşit ve doğal bir yaşantıyken, kültürel ve bireysel farklılıkların inanç ve değerleri değiştirdiği görülmektedir.
Cinsellikle ilgili sıkıntılı duygular yaşamamız, utanılacak bir durummuş gibi algılamamızın temel nedeni; doğduğumuz andan itibaren ailemiz ve yaşadığımız toplum tarafından bilinç altımıza kaydedilen cinsellikle ilgili yanlış bilgiler, korkular, abartılı söylenceler, günahlar ve yasaklardır.
İletişimdeki sorunların kökeni çok eskiye dayanır ve bulaşıcıdır. Cinsellikten konuşurken rahatsız olan bir kişi bu durumu karşısındakine de yansıtır. Bunun tam tersi de doğrudur, yani sizin rahatlığınız karşınızdakine ulaşır ve istenilen iletişim şekli budur.
Cinselliği konuşmayı reddetmek, yok saymak, cinsellikle ilgili bilgilerdeki yetersizlik, önyargılar, cinsellikten konuşurken kelime seçmek, ses tonunu ve yüzünün ifadesini değiştirmek, kızarmak etkili iletişim kurmayı güçleştiren unsurlardır. Bu durumun oluşmasının ana nedeni ise cinsellikle ilgili konuşmanın normal olmadığı düşünce ve inancıdır.
Cinsellikle ilgili pek çok olay sorun odaklıdır, cinsellik dendiğinde bile çoğu bireyin aklına soruna ait düşünceler, yaşantılar, ayıplar ve yasaklar gelir. Cinselliğin normal olmadığı fikri de bu düşüncelerden kaynaklanır.
Cinsellik büyük bir sorun, tabu mu acaba? Tabu olduğuna inanıldığı sürece tabu olmaya devam edecektir. Toplumsal olguları oluşturan tek şey; onlara yüklediğimiz değer ve inançlardır.
Cinsellikte iletişim kurarken de mizahtan yardım alabiliriz. Cinselliği mizahla karıştırmak hepimizi rahatlatır ve daha rahat paylaşmamızı sağlar. Ancak mizahla karışmış cinsel konuşmalarda ve bilgilendirmelerde mizahın dozu önemlidir. Mizahı dengede ve yerinde kullanmak, bilgilendirme, iletişim ve güven sağlama sürecimize yardım ederken, dengenin bozulması iletişimin, saygının ve güvenin sarsılmasına neden olur.
Çoğu bireyin keyifle ve neşeyle okuduğu mizah dergilerinde fazlasıyla cinsel içerikli karikatür vardır. Ancak bunlardan hiç rahatsız duyulmaz, eve, ofise rahatlıkla alınır ve dergideki espiriler rahatlıkla paylaşılır. Ancak, dergilerdeki karikatürler gerçek insan kullanılarak canlandırıldığında adı çok sert bir şekilde değişir; Porno. Çok ince bir çizgi…
Cinsellikte doğru ve rahat iletişim kurabilmek için kişide cinsel gelişimin temel taşlarının yerine oturmuş olması gerekir. Bu da; kendi cinselliği ile barışık, benlik duygusu gelişmiş, empati kurabilen, sevgi temelli yetişmiş, dokunularak büyümüş, güvenmeyi öğrenmiş, toplumsal becerilerin nasıl gelişeceğini bilen, kendi duygularını tartabilen, güç kontrolü olan ve kendini, bedenini ve cinselliğini keşfetmeye izin veren bir birey demektir.
Üreme sağlığı ve cinsel sağlık konusunda doğru bilgilerimizi arttırdıkça, kendi cinselliğimizle barıştığımızda, cinsellikle ilgili iletişim kurmak çok daha kolay olacaktır. Ve bu bilgileri zamanında alan çocuklar, kendisini koruyabilen, haklarını bilen, dıştan gelen cinsel taciz tehditlerinde kendini koruyabilen bireyler olarak yetişirler ki aslında tüm anne babaların istediği de budur.
Cinsellikle ilgili yasakların hiçbir işe yaramadığı, tam tersine merak ve istek uyandırdığı bir gerçektir. Bireylerin kendi cinsellikleriyle barışık, huzurlu ve dengeli olabilmeleri kendilerini istenmeyen gebeliklerden, HIV/AIDS ve CYBH’lardan koruyabilmeleri için cinsel eğitiminin uygun yaşta ve şekilde verilmesi gerekmektedir.
Bulaşıcı hastalıklarla mücadele etmenin en etkili yolu; ne istediğini bilen, “evet” ve “hayır” diyebilen, öz güven sahibi çocuklar yetiştirmekten geçer.

Vajinismus

Vajinismus 150 150 dolunay

Evlilik sezonu açıldı. Son dönemde pek çok düğün haberi alıyoruz, seviniyoruz. Bu aylar düğün ayları ve yeni kurulan yuvalar var. Pek çok çift evlilik okulu için kayıtlarını yaptırıyorlar ve gönüllü olarak kaydoldukları bu okulda yaşayacaklarına “evet” diyor.

Sevdiğimiz ya da birlikte olduğumuz kişiyle evlendiğimizde her şeyin iyi gitmesini umut ederiz ancak bazen ilk geceden sonra evlilik hayatının sürprizlerle dolu olduğunu fark ederiz. Vajinusmus çoğu kez ilk cinsel ilişki deneyiminde fark edilir ve çift için çoğunlukla beklenmedik bir durumdur.

Vajinismus sorunu yaşayan çiftlerde tam birleşmeyi deneyecekleri an kadında kontrol dışı kasılmalar, bacağı kapatma davranışı, kalçasını kaçırma gibi istenmeyen ve girişe izin vermeyen davranışlar görülür.

O ana kadar her şey çok iyidir ama o an sihir bozulur.

“Hadi deneyelim” dendiği anda ya da penis vajinaya yaklaştığında vajen girişindeki pelvik kaslar kontrol dışı kasılır ve cinsel girişe kişi izin veremez. Kadın, kasılmalar üzerinde hiçbir şekilde kontrol sağlayamadığını ve istese bile bacaklarını açamadığını düşünmektedir. Tamamen psikolojik bir sorundur. Ve tedavisi mutlaka bu konuda çalışan cinsel terapistler tarafından yapılmalıdır.

Cinsellikle ilgili yanlış bilgiler, korkular ve abartılı düşünceler, cinsel eğitimin yetersizliği, suçluluk, ayıp, günah duyguları, ilk geceyle ilgili bilgisiz ve bilinçsiz olmak, penisin girişi anında “acı çekme”, “aşırı kanama” olacağına dair korkular vajinismus sorunun kökeninde yatar.

Vajinismus ülkemizde çok sık görülen ve çifti çaresiz bırakan bir cinsel işlev bozukluğudur. Özellikle kadın, hiçbir zaman bu sorunu aşamayacağını düşünür fakat eğer doğru terapi yöntemi uygulanır ise tedavisi en kolay olan cinsel işlev bozukluğu vajinismustur. Bunu yaşayan kadınlar buna pek inanmak istemezler ama gerçek budur, yeter ki çözmeye niyet etsinler.

Vajinismus bir erteleme sorunudur. Kişi kendini gün içinde cinsel birleşmeye hazırlar ve “Kesin bu akşam yapacağım” der, ancak o an geldiğinde “Hayır, sonra yaparım, şimdi değil” derken bulur kendini ve bu şekilde günler, aylar ve hatta yıllar geçer.

Aslında doğru adreslere gelindiğinde çözülebilecek bir sorundur vajinismus. Fakat ne yazık ki vajinismus sorununu yaşayan çift doğru adresi bulununcaya kadar çok acı deneyimler yaşayabilmektedir. Bekaret zarının alınması, vajen girişinin gerekmediği durumlarda dahi genişletilmesi, kas gevşetici giderici krem ya da ilaçlar, 1-2 seans da çözüm vaatleri, maddi sömürü…Tüm bunlar bilim adına yapılan ama bilimle hiç alakası olmayan ve en acısı tedavi sürecinde hiçbir yardımı olmadığı gibi tersine zararı olabilen ve insanların uzmanlara inancını azaltan uygulamalardır.

Vajinismus sorunu yaşayan çiftlerde genellikle eşler arasında iyi iletişim, uyum ve saygı gözlemlenir. Sevgileri tamdır, çoğunlukla cinsellikten keyif alırlar sadece birleşmeyi gerçekleştiremezler. Bence vajinismus çiftler, cinsel birleşmeyi gerçekleştirebilen ama sevginin saygının azaldığı, cinsel keyfin tek taraflı yaşandığı ya da rollerin yapıldığı ilişkilere göre çok daha mutlu ve şanslı çiftlerdir.

Eşler arasında şiddet, sevgi, uyum, iletişim, anlayış sorunları varsa vajinismusun tedavisi zorlaşır.

Birbirini seven ve yardım eden çiftler her sorunun üstesinden gelecekleri gibi vajinismusunun da üstesinden gelirler. Sizin sevginiz ve inancınız sorunun çözülmesinde çok önemlidir.

Vajinismus sorununu yaşayan çiftlere derim ki,

* Birbirinize karşı sabırlı ve anlayışlı olun.

* Birbirinizi sevdiğinizi her fırsatta söyleyin ve gösterin. Tedaviyi kolaylaştıran en önemli unsur karşılıklı sevgi ve saygısıdır.

* Olaya mizahi açıdan bakmaya ve gülme fırsatlarını değerlendirmeye çalışın.

* Eğer yeni evliyseniz (2–3 aya kadar evli olanlar) cinsel birleşmeyi denemeyi bırakıp, yatakta bol bol çıplak zaman geçirmeyi, birbirinizi keşfetmeyi ve keyif almayı deneyin.

* Daha uzun evlilik ya da birlikteliklerde mutlaka bir cinsel terapistten yardım isteyin.

* En önemlisi olumlu düşünün ve bu sorunu çözeceğinize inanın.

İnanmak çözümün anahtarıdır…

Sevgiyle…